Soma'da 301 maden işçisinin ölümü, 162'sinin yaralanmasıyla sonuçlanan facianın ardından Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Teknik Müdür İsmail Adalı ve Emniyet Teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik tutuklanmıştı.

YENİDEN YARGILANMALARINA KARAR VERİLMİŞTİ

Davanın 11 Temmuz 2018'deki karar duruşmasında, 5 tutuklu sanığın 15 yıl ile 22 yıl 6 ay arasında değişen hapisle cezalandırılmasına, 9 sanığın adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, 37 sanığın ise beraatine karar verilmişti. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 20 Ocak'ta yerel mahkemenin kararıyla ilgili yaptığı temyiz incelemesinde Can Gürkan, Adem Ormanoğlu ve Efkan Kurt'un 'bilinçli taksir derecesinde kusurları bulundukları' gerekçesiyle haklarında verilen kararları bozmuştu. Haluk Evinç'in yargılanmasındaki eksiklerin giderilmesi gerektiğini de belirleyerek yeniden yargılanmasına hükmetmişti. Şirketin yönetim kurulu başkanının da aralarında bulunduğu 4 sanık, Yargıtay'ın bozma kararının ardından 13 Nisan'da Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılanmaya başlanmıştı.

MÜHENDİSLER KURT VE OSMANOĞLU'NA 12 YIL HAPİS CEZASI

Faciaya ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşmasının ilk celsesi 14 Haziran'da görülmüştü. Davanın ikinci celsesi ise bugüne ertelenmişti. Dava sonucunda, 'Bilinçli taksirle öldürme ve yaralamaya neden olma' suçlamasıyla yargılanan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 20 yıl; mühendisler Efkan Kurt ile Adem Osmanoğlu 12 yıl 6 ay hapis cezalarına çarptırıldı. Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Evinç ise beraat etti.

"BU YARGILAMAYI UNUTMAYACAĞIZ"

Geçtiğimiz günlerde, üçüncü duruşmanın ilk celsesinin görüldüğü davada madenci aileleri, avukatlar ve sanık olarak yargılanan Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan esas hakkındaki görüşlerini söyledi. Davada avukatların ardından madenci aileleri esas hakkındaki görüşlerini belirtti. Madende oğlu Uğur Çolak'ı kaybeden baba İsmail Çolak, "Ben yargılamanın formaliteden olduğunu düşünüyorum. Bu yargılamayı unutmayacağız" sözlerine yer verirken, madende oğlunu kaybeden Durmuş Sidal, mahkemenin kararına güvenmediğini söyledi.

"KAPIMA AVUKATLAR GELDİ"

Hayatını kaybeden eşinin madende 3 gün önce işe girdiğini söyleyen Gülten Kavas, "Bir insan suçlu olmasa ölen adamın evine avukatlarını adamlarını gönderip de şikayetçi olmamasını istemez. Benim eşim hayatını kaybettikten 1 hafta sonra eve avukatlar geldi. Davacı olmamamı istediler" diye konuştu.

"HİÇ KİMSENİN TANIMADIĞI BİR CAN GÜRKAN VAR"

Mahkemede esas hakkındaki son savunmasını SEGBİS üzerinden yapan Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, "Aslında bugün çok söz söylemek düşüncesinde değildim. 7 yıldır buradaki herkesi anlamaya çalışıyorum. Buradaki insanları anlayabilmem mümkün değil. Katılan taraf düşüncesini öyle bir anlattı ki kamuoyunda hiç kimsenin tanımadığı bir 'Can Gürkan' oluşturuldu. Yakalama kararı çıktığında gidip Soma'da jandarmaya teslim oldum. Savcılıkta ifade alınması sırasında huzursuzluk yaşadığım olaylar oldu. Benim bile tanımadığım bir 'Can Gürkan' oluşturuldu ve bu 'Can Gürkan'ın cezalandırılması gerekiyordu. Mahkemeden suçluyu cezalandırılması bekleniyordu. Bir 'Can Gürkan' oluşturuldu ve o kişi ben değilim. Benden talep edilen hiçbir yatırımı geri çevirmedim. Ramazan bey belli bir bütçeye kadar alım konusunda yetkiliydi. Bütçenin aştığı durumlarda da merkeze danışıyordu. Cezaevine girdiğimde madencilik konusunda hiçbir bilgim yoktu. Madenci ailelerinin yerinde olsam ben de Can Gürkan'dan nefret ederdim. Salondaki insanların acısı bizim acımızla kıyaslanamaz. Kıyaslanması da insanlığa aykırı bir durum. Onların yaşadığı acıyı ben yaşayamam. Ama ben de o acılardan etkileniyorum. Ben o salondakilerin yerinde olsaydım ben de 'Can Gürkan'dan nefret ederdim. Çünkü öyle bir 'Can Gürkan' oluşturuldu" sözlerine yer verdi.

Editör: Haber Merkezi