Habertürk'ten Kenan Butakın'ın haberine göre; 2004 yılında Türkiye'ye gelen ve üniversite öğrenimi gören H.M. adlı bir Suriye vatandaşı, 2017 yılında bir Türk vatandaşı ile evlendi. H.M. aynı yıl İstanbul İl Göç İdaresi'ne Türk vatandaşlığı için başvuruda bulundu.

Bu başvuru ise davacının "Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik suçlaması ile yargılandığı ve 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldığı, buna göre vatandaşlık için aranan şartları sağlamadığı" gerekçesi ile reddedildi.

Davacı ise öğrencilik yaptığı dönemlerde fakülteler arası geçiş yaptığı zaman üç ay boyunca yazın da burs almaya devam ettiği için hakkında dava açıldığını ve bu davanın da düşürüldüğünü iddia etti. H.M., ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğü'nün ret kararını yargıya taşıyıp Ankara 7.İdare Mahkemesi'ne başvurdu.

21 Mart 2022 tarihinde karara bağlanan davada ise davacının denetim süresi içinde yeni bir suç işlemediğinin anlaşıldığı, davanın düştüğü ve "Düşme kararı sonrasında hukuk aleminde olmayan bir karardan dolayı Türk vatandaşlığına alınmada bu durumun kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hal olarak değerlendirilmesinin, hak, hukuk ve adalet ile bağdaşmayacağı kanaatine varıldığı" ifadeleri yer aldı.

Kararda ayrıca, "Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir" cümlesi de yer aldı. İdare mahkemesi, açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline karar verdi.

İçişleri Bakanlığı ise bu karara itiraz ederek davayı istinafa taşıdı. İtirazda ise, "Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak, bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde aile birliği içinde yaşama, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama, Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama. şartları aranır. Ayrıca Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'te, '..taksirli suçlar hariç olmak üzere ertelenmiş, zaman aşımına uğramış, hükmün açıklanması geriye bırakılmış, paraya çevrilmiş veya affa uğramış olsa dahi, altı aydan fazla hapis cezası alanlar Türk vatandaşlığını kazanamaz.' hükmü getirilmiştir. Kaldı ki olayda kişinin Türk vatandaşlığını bütün koşulları yerine getirerek kazanması da söz konusu değildir. Davacının geçmişte kamu düzenini bozmaya yönelik fiiller içinde olduğu dosya muhtevatından açıkça görülmektedir" denildi.

Bakanlığın itirazında bir diğer dikkat çeken nokta da 'hükümranlık' ifadesi oldu. İtirazda şu ifadeler yer aldı: "Türk vatandaşlığına alınıp alınmama konusunda yasa ile idareye tanınan takdir yetkisi, Devletin hükümranlık hakkının bir sonucu olup koşulları bulunan herkesin isteği halinde Türk vatandaşlığına mutlak şekilde kabul edileceğine dair mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle devletin hükümranlık hakkı kapsamında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır."

Editör: Haber Merkezi