Manservisi, İletişim Başkanlığınca, Brüksel'de NATO Zirvesi kapsamında uzmanların katılımıyla düzenlenen "Türkiye ve NATO" başlıklı söyleşide soruları yanıtladı.

Manservisi, küresel salgın döneminde NATO’nun üye ülkeleri kurtarma noktasında yeterince rol oynamadığına, ABD seçimleriyle beraber NATO'nun bir dönüşüm yaşayıp yaşamadığına dair soru üzerine, bu süreçte tüm dünyanın değiştiğini belirtti.

"Demek istediğim, birçok net husus, sabit referans noktası da finansal krizden ve salgından sonra değişti. Bunlar, bize birçok şeyi gösterdi. Hepimizin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi" diyen Manservisi, "Teknolojinin dünyayı nasıl değiştirdiğini gösterdi. Bunları gördük ve dünya çapında farklı ülkelerin konumlanmasını da... Bildiğiniz gibi Çin'i düşünüyoruz, Rusya'yı düşünüyoruz ama kendimizi de düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

SALGIN DÜNYAYI DEĞİŞTİRDİ

Salgının dünyayı değiştirdiğini anlatan Manservisi, NATO'nun rolünün de bu tartışmanın bir parçası olduğunu ifade etti.

NATO'nun bu dönemi de atlatacağını kaydeden Manservisi, soğuk savaş esnasında ve hemen sonrasında oluşumun özünde askeri bir ittifak olarak görüldüğünü ancak NATO'nun kurucu anlaşmasının değerlerden, demokrasinin değerlerinden söz ettiğini aktardı.

Manservisi, NATO'nun ekonomik sonuçlar ve askeri harekatlara dayalı siyasi bir ittifak olduğuna işaret ederek, "Bu yüzden tüm bu unsurların bir parça tabiri caizse kenara atıldığını düşünüyorum. Şimdi bu değerler çok güçlü bir halde ortaya çıkıyor. Çünkü herkes giderek artan bir şekilde yalnızca askeri müttefikler olmakla kalmayıp aynı zamanda bir topluluğun parçası olduğunu düşünüyor" dedi.

İletişim Başkanlığından

Zirvenin ana gündem maddelerinden biri olan 2030 raporuna ilişkin ise NATO'nun kendini düşünme fırsatını kaçırmayacağını vurgulayan Manservisi, şunları kaydetti:

"Bu nedenle Genel Sekreter'in gelecek yıl sunacağı nihai sonuç çok önemli olacaktır. Hazırlık çalışmaları iki nedenden dolayı ilgi çekicidir. İlk olarak; süreç yalnızca güvenlik konularında uzman kişiler arasında gerçekleşen bir görüşme değildir. Her türden paydaşı içeren bir müzakere ve istişare sürecidir. Paydaş tanımı bile kendi içinde basitçe sivil toplum, ekonomik çıkar grupları gibi ifadeleri içermekte, dolayısıyla her zamankinden oldukça farklıdır. Bu nedenle, gelecekle ilgili raporun sadece askeri bir rapor olmadığını, ekonomiyle, yeni teknolojiyle, tehditleri değerlendirmede ortak bir yol belirlemeyle ve birlikte nasıl çalışabileceğimizle ilgili olduğu anlamına gelmektedir."

ABD NATO İLİŞKİLERİ

NATO toplantısı sonrası somut adımlara ilişkin zamana ihtiyaç olduğunu aktaran Manservisi, dikkate aldığı birkaç faktör bulunduğunu, bunlardan birinin de ABD'nin geri dönüşü olduğunu söyledi.

Manservisi, ABD'nin NATO'ya tamamen bağlı olduğunu vurgulayarak, insanların eski ABD BaşkanıDonald Trump döneminde ülkenin bu yapıdan ayrılacağını düşündüğünü, bu noktada Biden'ın yaklaşımının önemli olduğunu dile getirdi.

TÜRKİYE-NATO İLİŞKİLERİ

Türkiye-NATO ilişkilerine de değinen Manservisi, içeride yaşanan bazı önemli gerilimlerin herkes tarafından görülebildiği ve giderek artan bir sürtüşme, ayrışma ve en üst düzeyde hoş olmayan ifadelerin eşlik ettiği karşılıklı aktarımların olduğunu kaydederek şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'nin dış ve güvenlik politikasının bazen diğer ortaklar, ABD ve Avrupa tarafından daha iyi anlaşılması gerekiyor. Ama aynı zamanda asıl zorluk burada. Türkiye'nin buna katkıda bulunmak için karşı karşıya olduğu belirli tehditlere, çektiği acılara tüm cephelerde ortak bir cevap verilmesine katkıda bulunulması için bütün bunları ittifak dahilinde ortaya koyması gerekiyor. Türkiye'nin Orta Asya'da büyük çıkarları var ve bu NATO için bir değer. Dolayısıyla bugünkü durumun oldukça dinamik olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye ile Avrupa arasında gelişecek yeni bir ilişkiye ivme kazandıracağına eminim. Çünkü iki tarafın da şu anda daha önce hiç olmadığı kadar birbirine ihtiyacı var."

Editör: Haber Merkezi