Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün yeni yasama yılına başlayacak. Koronavirüs salgını nedeniyle resepsiyon yapılmayacak.
Erdoğan’ın iç ve dış kamuoyuna önemli mesajlar verecek bir konuşma yapacağı belirtiliyor.

Peki Erdoğan hangi kritik mesajı verecek?

Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi'ye göre Erdoğan'ın uluslararası sorunlara ilişkin önemli mesajlar vermesi bekleniyor.

Selvi'nin yazısının devamı şöyle:

1) Doğu Akdeniz gerilimi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB liderlerine yazdığı mektupta Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarının adil olarak dağıtımı ve deniz yetki alanlarının adil ve eşit bir şekilde paylaşımını esas aldığını belirtmişti.

2)Türk-Yunan gerginliği: Yunanistan ve Rum yönetiminin Türkiye ve Kıbrıs Türklerini yok sayan tutumu ve adaları Lozan Anlaşması’na aykırı olarak silahlandırma çabalarının yaşanan gerilimin nedeni olduğunu belirterek, Türkiye’nin sorunların çözümü için Yunanistan ile ön koşulsuz olarak diyaloğa hazır olduğumuzu söylemesi bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının bir bölümünü ise Azerbaycan-Ermenistan savaşına ayırması bekleniyor. Savaşın işgalci konumundaki Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırması üzerine çıktığını vurgulayacak olan Erdoğan’ın, işgalci Ermenistan ile topraklarını savunmak zorunda kalan Azerbaycan’ın eşit tutulmasıyla bir çözüme ulaşılamayacağını söylemesi bekleniyor. Erdoğan’ın, çözümün sağlanması için Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilip saldırgan tutumunu sona erdirmeden bölgede huzurun sağlanamayacağına vurgu yapacağı ifade ediliyor.

Azerbaycan’a destek bildirisi için TBMM’ye bir kez daha teşekkür edecek olan Erdoğan’ın, konuşmasında Azerbaycan’a güçlü bir destek verirken Ermenistan’ı ve ona destek veren ülkeleri uyarması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süredir Türkiye’ye küresel bir vizyon kazandırmanın çabası içinde. Geçmişte açıkladığı “yol haritası” ve demokratikleşme paketleriyle bunu yapmıştı. Bunlar kısmen içe dönük perspektif vermekten ibaretti. Askeri vesayetin geriletilmesi ve Kürt sorunu başta olmak üzere yasakların kaldırılması konusunda yararlı oldu. Gezi olaylarının etkisi, 17-25 Aralık operasyonu ve 15 Temmuz darbe girişimi ile bir süredir evin içini düzenlemekle meşgulüz. Türkiye içe kapanma lüksü olmayan bir ülke. O nedenle bu durum kalıcı olmamalı. Çünkü uluslararası bir aktör haline gelen Türkiye’nin küresel bir vizyona ihtiyacı var. Türkiye 10 yıl, 25 yıl, 50 yıl sonrasına ilişkin hedefleri olan bir ülke olmalı. Erdoğan da bunu görmüş olacak ki “Türkiye’nin 2053 vizyonunu somutlaştıracak zihni egzersizler, beklenti ve talep tespitleri, analizler, teknik ve siyasi proje hazırlıkları için de şimdiden ‘Bismillah’ demeliyiz” demişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medyadan yaptığı bir paylaşımla 2053 vizyonunun adını “Türkiye modeli” koymuştu. Erdoğan, sosyal medya paylaşımında Türkiye modelinin parametrelerini vermişti: “Biz Türkiye’yi, başkaları böyle istediği için değil, milletimiz layık olduğu için kalkındırmaya, geliştirmeye, ülkemizdeki hak ve özgürlükleri en geniş manada tesise çalışıyoruz. Kendimizle birlikte tüm dostlarımız ve kardeşlerimiz için de aynı mücadeleyi veriyoruz. Bunun adı, TÜRKİYE MODELİDİR. Dünyanın hiçbir yerinde, insani değerler üzerine bina edilmiş böylesine samimi bir demokrasi, adil bir kalkınma hedefi, köklü bir hak ve adalet ideali bulunmamaktadır.”

Erdoğan, “İnşallah 2053 vizyonumuzu işte bu model üzerine inşa edeceğiz” demişti. Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i açış konuşmasında 2053 Türkiye vizyonunun üzerinde durması bekleniyor.

Editör: Haber Merkezi