TBMM Genel Kurulunda, "dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümünün üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Teklifin birinci bölümünde yer alan maddeleri üzerinde söz alan muhalefet milletvekilleri, düzenlemelere yönelik eleştirilerde bulundu. İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz, gazetecilerin basın kartı iptal koşullarının Basın İlan Kurumunun keyfiliğine terk edildiğini savundu. Kanun teklifinin 29'uncu maddesinin belirsiz, muğlak ve yoruma açık bir suç tanımı getirdiğini ileri süren Beyaz, bu maddeyle "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu işleyen gazetecinin hangi suçu işlediğini bile anlamadan komisyon keyfiyetiyle basın kartını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldığını söyledi.

Teklifin görüşüldüğü sırada TBMM'de gerginlik yaşandı. Teklifin tepki çeken ve muhalefetin "sansür yasası" olarak adlandırdığı 29. maddeye gelindiğinde muhalefet sıraları pankart açıp dakikalarca alkışlı protesto yaptı. TBMM Başkanvekili Haydar Akar, TBMM İçtüzüğü'nün 68. maddesi gereği Genel Kurulu kapattı. Görüşmeler bugün devam edecek.

Peki, muhalefetin "sansür yasası" dediği ve gazetecilere 3 yıla kadar hapis cezası getireceği sebebiyle eleştirilen 29. madde aslında ne diyor? Bu madde içeriğinde tam olarak neler anlatılıyor?

Türk Ceza Kanunu'nun 217. maddesine ek yapan söz konusu 29. maddede, "(1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. (2) Failin, suçu gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır." deniliyor.

Kanun teklifinin bazı maddeleri ve özellikle 29. maddesi, hem bazı siyasilerin hem kimi hukukçuların hem de basın mensuplarının tepkisini çekti. Konuyla ilgili Türkiye Barolar Birliği tarafından yapılan açıklamada, basın özgürlüğünün kısıtlanacağını öne sürülerek şunlar ifade edildi: "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı'nın re'sen içerik çıkarma/erişimin engellenmesi kararı verebildiği alanın genişletilmesinin ve özellikle Türk Ceza Kanunu'na 217/A maddesi ile "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" adlı yeni bir suç tipi eklenmesinin hak ve özgürlükler önünde engel yaratacağını şimdiden öngörebiliyoruz. Bu haliyle kamuoyuna dezenformasyonla mücadele etiketi altında sunulan Teklif'in ifade özgürlüğü hakkının engellenmesine yönelik yeni bir araç olarak kullanılabileceğinin farkındayız. Türkiye'nin, eleştirel her türlü düşüncenin bastırıldığı ve yasaklarla anılan bir ülke olmaması için, hak ve özgürlük alanlarını daraltan değil koruyan hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz."

Yeni yasayla beraber "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu tanımlanıyor. Suçun oluşması için şu 5 şart aranacak:

  • Yayılan haber gerçek değilse
  • Ülkenin güvenliği ve kamu sağlığını ilgilendiriyorsa
  • Halk arasında korku, panik ve endişe oluşturma kastı varsa
  • Kamu barışını bozmaya yönelik ise
  • Aleni ise (yani ilgisi olmayan kişilere ulaşabilecekse) bu kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.

Yasa ile Türkiye'de haber üreten ve yayın yapan internet medyası, sosyal ağ şirketleri, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayan kuruluşlar ve kişiler faaliyetlerinden sorumlu tutulacak.