Türkiye, terörle mücadele tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir döneme adım attı. Terör örgütü PKK, Türkiye sınırları içindeki tüm faaliyetlerini tamamen durdurduğunu duyurdu. Bu açıklama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen “Terörsüz Türkiye” vizyonunun somut bir kazanımı olarak değerlendirilirken, bölgedeki barış umutlarını da güçlendirdi.
Süreçte Kritik Dönemeç
Kuzey Irak’tan yapılan açıklamada, örgütün Türkiye’deki tüm silahlı unsurlarını geri çekme sürecine başladığı belirtildi. Açıklamada, “Ortadoğu’da süregelen çatışmalar Türkiye ve Kürt halkının geleceğini tehdit eder hale gelmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin destek verdiği, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısıyla kimlik kazanan süreç kritik bir aşamaya ulaşmıştır” ifadeleri yer aldı.
PKK kaynakları, geçtiğimiz 8 aylık dönemde tarihi adımların atıldığını, bu adımların Türkiye’nin siyasi ikliminde barış ve demokratikleşme yönünde yeni bir ruh oluşturduğunu vurguladı.
PKK: “Türkiye’deki Tüm Güçlerimizi Çekiyoruz”
Örgüt açıklamasında, Türkiye sınırları içinde bulunan tüm unsurların çekilme sürecinin başlatıldığına dikkat çekti:
“12. Kongre Kararları doğrultusunda, olası provokasyonların önüne geçmek ve barış sürecine zarar vermemek için Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekiyoruz. Bu adım, Abdullah Öcalan’ın onayıyla hayata geçirilmektedir.”
Kuzey Irak’taki açıklamaya aralarında üst düzey isimlerin de bulunduğu 25 örgüt mensubu katıldı. Bu adım, 28 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile DEM Parti heyeti arasında planlanan görüşme öncesinde atılmasıyla da dikkat çekti.
Silahlar Yakıldı, Örgüt Feshedildi
Öcalan’ın çağrısının ardından 11 Temmuz’da düzenlenen törende PKK mensupları, sembolik bir şekilde silahlarını yaktı. Örgüt adına konuşan Bese Hozat (Hülya Oran), bu adımın “yeni bir dönemin başlangıcı” olduğunu söyledi.
5–7 Mayıs tarihlerinde yapılan PKK kongresinde ise örgütün silahlı faaliyetlerine tamamen son verilmesi kararlaştırıldı. 12 Mayıs’ta “silah bırakma ve fesih” kararı resmen ilan edildi. Bu gelişme, Türkiye’nin 40 yılı aşkın süredir süregelen terör sorununda tarihi bir dönüm noktası olarak kayda geçti.
İmralı Görüşmeleri ve Siyasi Diyalog Trafiği
Sürecin siyasi boyutunda da yoğun bir diplomasi trafiği yaşandı. DEM Parti heyeti, Adalet Bakanlığı’nın izniyle 28 Aralık’ta İmralı Adası’nda Öcalan’la ilk görüşmeyi gerçekleştirdi. Bu temasların ardından heyet, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve MHP lideri Devlet Bahçeli ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Nisan’da DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’i Beştepe’de kabul etti. Bu görüşme, “Terörsüz Türkiye” sürecinin resmî zemine taşındığı en önemli adım olarak değerlendirildi. Sürecin önemli aktörlerinden Sırrı Süreyya Önder’in 3 Mayıs’ta hayatını kaybetmesi, siyasette derin bir üzüntü yarattı.
“Barış ve Güvenin Teminatıyız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ekim’de yaptığı açıklamada Cumhur İttifakı’nın ortak vizyonuna vurgu yaparak, “Terörsüz bir Türkiye, güçlü bir gelecek için birlikten başka yol yoktur” ifadelerini kullandı. MHP lideri Devlet Bahçeli de, “Milli birliğin ve kardeşliğin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır” diyerek sürece tam destek verdi.
7 Temmuz’da Beştepe’de gerçekleştirilen kritik toplantıda Erdoğan ve Bahçeli, gelinen aşamayı değerlendirerek sürecin istikrarlı biçimde sürdürülmesi konusunda mutabakata vardı.
Türkiye Tarihi Eşiği Aştı
PKK’nın Türkiye’deki silahlı varlığını sona erdirmesiyle birlikte, yaklaşık yarım asırdır devam eden terör dönemi fiilen son buldu. Devletin güvenlik kurumları, sürecin sorunsuz ilerlemesi için bölgede titiz bir denetim yürütüyor.
Uzmanlara göre bu gelişme, Türkiye’nin hem iç politikada hem de uluslararası arenada istikrarını güçlendirecek, yatırım ve güven ortamını kalıcı hale getirecek.
