İçinde yaşadığımız Ortadoğu coğrafyası, tarih boyunca kargaşanın, kaosun ve güç mücadelelerinin eksik olmadığı bir alan olmuştur. Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık bu coğrafyadan çıkmış, bir taraftan dinsel ve mezhepsel çatışmalar, diğer taraftan devletlerin egemenlik mücadeleleri Ortadoğu'yu savaşın ve gözyaşının hâkim olduğu topraklar haline getirmiştir. Kaynağı ister dinsel ister siyasal olsun gücü eline geçirmek isteyen her türlü aktör, karşı tarafı zayıflatmak maksadıyla terör örgütlerini kullanmaktan çekinmemiştir. Nitekim tarih sayfalarını karıştırdığımızda terör örgütlerinin de ilk olarak bu coğrafyadan çıktığını görmekteyiz.

BİLİNEN İLK TERÖR ÖRGÜTÜ: SİCARİİ

Tarihte bilinen ilk terör örgütü, Milat'tan sonra 66-73 yılları arasında Ortadoğu'da bugünkü İsrail'in bulunduğu bölgede bağnaz din adamlarının kurduğu "Sicarii" adıyla ortaya çıkmıştır. Son derece iyi örgütlenmiş, bir dini grup olan "Sicarii" terör hareketi, birinci Yahudi-Roma savaşının başlarında halkı Romalılar'a karşı direnmeye zorlamak maksadıyla Kudüs'te yoğunlaştırdığı eylemlerde, korkuya ve şiddete neden olmuş, şehrin yiyecek ve su kaynaklarını yok etmiş, çok sayıda insanı acımasızca katletmiştir. Düşmanlarını, gündüz ve tercihen tatil günleri kalabalıkların oluştuğu bölgelerde, "Sica" adını verdikleri ve elbiselerinin altında gizledikleri küçük kılıçlarla öldüren Sicariiler, tarihin ilk terör mağdurlarının doğmalarına neden olmuştur.

İLK KİTLESEL TERÖR ÖRGÜTÜ: HAŞHAŞİLER

Yine tarihte bilinen ilk kitlesel terör örgütü olan Haşhaşiler de bu coğrafyadan çıkmıştır. İran, Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika topraklarında 1090-1273 yılları arasında etkin olan örgütün kurucusu Hasan Sabbah'tır. Tahran'ın 115 kilometre kuzey batısında Hazar Denizi kıyısına yakın bir bölgede bulunan Alamut Kalesi, örgütün merkezi olarak bilinmektedir. Örgüt, İsmaililik mezhebini temel alan Fatımi Devleti'nde dinsel bir hizipleşme sonucu ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan iki koldan biri olan Nizariliğin temsilcisi olan Haşhaşiler önce İran sonra da Suriye'ye yayılmıştır. Kuşatılması ve ele geçirilmesi güç, kaleler temelinde örgütlenmiş olan Haşhaşiler önemli kişilere yönelik suikastlara dayanan etkili bir askerî strateji geliştirerek Ortaçağ İslam dünyasında çok önemli ve farklı bir güç olarak ortaya çıkmıştır. Haşhaşiler ideolojik açıdan dönemin Sünni siyasî ve dinî çevrelerini, özellikle de Abbasi Devleti ve onun koruyucusu olan Büyük Selçuklu Devleti'ni düşman kabul etmiştir. Bununla birlikte Haşhaşilerin, Haçlı devletlerini ve Moğol İmparatorluğu'nu hedef alan bazı saldırıları da olmuştur.

ARABİSTANLI LAWRANCE SAHNEDE

Dünya savaş tarihine bakıldığında ise tarihte bilinen ilk meydan savaşı da M.Ö. 1274 yılında bugünkü Asi nehri ve Amik ovası civarında Mısırlılar ve Hititliler arasında cereyan etmiş, bunun sonucunda yine tarihte ilk yazılı antlaşma olan Kadeş antlaşması imzalanmıştır.Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü olduğu dönemlerde biraz olsun huzur bulan Ortadoğu, 19'ncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren İngiltere, Fransa ve Rusya'nın güç mücadelesine sahne olmuş, bu dönemden itibaren yeniden gerek mezhepsel gerekse etnik kargaşanın merkezi haline gelmiştir.İngiltere, Arabistanlı Lawrence olarak bilinen Thomas Edward Lawrence gibi ajanları vasıtasıyla dinsel ve mezhepsel ayrışmaları kaşırken, Rusya ise Erzurum ve Van Konsoloslukları üzerinden Kürtleri kışkırtarak Ortadoğu hâkimiyeti mücadelesine ağırlık vermiştir.

Yarın: ABD, PKK/PYD ve Ortadoğu jeopolitiği