Türkiye'de her depremde binalar çöküyor, canlarımızı kaybediyoruz.

Oysa dünyada artık bu büyüklükteki depremlerde böylesine büyük kayıplar yaşanmıyor.

Bunun nedeni çok açık: Binalar yeterince sağlam yapılmıyor. Bir de zemini nedeniyle inşaat yapılmaması gereken yerlere koca koca apartmanlar dikiliyor.

Avrupa ülkelerinde müteahhitliği her isteyen yapamıyor. Binbir şart aranıyor, eğitim gerekiyor. 

Türkiye'de ise öyle değil. Cebinde parası, ya da imar izni aldığı arsası, arsaya çevirdiği tarlası olan herkes; isterse ilkokul mezunu olsun müteahhit olabiliyor.

Türkiye'de 453 bin müteahhit olduğu belirtiliyor.

Oysa bu sayı koca Avrupa'da sadece 25 bin.

Almanya'da ise topu topu 3 bin 500.

Üniversiteyi bitirip inşaat mühendisi olan gencimiz parası olmadığı için müteahhitlik yapamıyor ama diploması olmayan herhangi bir vatandaşımız parası varsa binaları dikebiliyor. 

Onun için yıkılıyor işte binalar. Böyle büyük kayıplar yaşıyoruz.

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu depremlerde can kaybı pek yaşanmıyor. Yaşansa da çok daha az sayıda kalıyor.

Bizde ise yürekler yanıyor.

Sadece depremden de değil; durup dururken çöken binalar yok mu bizde. 

Oysa dünyada en çok eğitim alması gereken mesleklerden biri inşaat işi.

Hesap kitap işi. Kolon çok önemli. Duvar, temel, kat sayısı.

100'e kadar sayamayan kişiden müteahhit olabilir mi?

Artık bu işe bir düzen getirmenin zamanı gelmedi mi?
 

Editör: Haber Merkezi