HÜSAMETTİN ASLAN

TÜRKİYE CERBE HAVALİMANI'NI İSTEDİ

Bir süredir Libya'ya asker gönderilmesi ve deniz sınır anlaşmasıyla gündemin ilk sırasına oturan Türkiye'nin Akdeniz ve Libya ile geliştirdiği pro-aktif siyaseti, Tunus ziyaretiyle bir adım daha öteye gidilmiş oldu. Türkiye, Libya'ya askeri açıdan müdahil olmak için Tunus'dan Cerbe havalimanının lojistik açıdan kullanımını istedi. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çarşamba günü Tunus'a sürpriz bir ziyarette bulundu. Bir anda gündem tekrar Akdeniz ve Libya'ya yeniden odaklandı. Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı Kais Saied ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Ankara'nın, 'bir talepte bulunması halinde Libya'ya asker gönderme isteğini' de teyit etti.
Bu açıklama aslında Erdoğan'ın Tunus ziyaretinin şifrelerini de veriyor. Nitekim Erdoğan'ın ziyaretine eşlik eden Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı(MİT) Şefi Sayın Hakan Fidan'ın katımı, ziyaretin güvenlik ve istihbari alanları kapsayacağını gösteriyordu. Nitekim görüşmelerin içeriği de tam olarak öyle oldu. 

TUNUS ZİYARETİNİN ŞİFRELERİ

1- Türkiye, Libya'ya askeri açıdan müdahil olmak için Tunus'dan Cerbe havalimanının lojistik açıdan kullanımını istedi. Cerbe hem bir havalimanı aynı zamanda da bir deniz limanı özelliğine sahiptir. Bunun dışında Tunus'un önemli bir tatil destinasyonudur. 
2- Aslında Türk istihbaratının aynı iş için Libya'daki Misrata, Zuvara ve Mitiga havaalanlarını kullandığı biliniyor. Ancak Tunus'un katılımı bir yandan da Tunus'ta etkili olan Fransız siyasetinin de önüne geçmek maksadı taşıyor. Zira Türkiye, Libya'ya askeri açıdan müdahil olurken, Doğu'da Mısır Sisi'nin nefretini görüyor. Tunus'ta da bir Fransa veya ABD ile uğraşmak istemiyor.
3- Türkiye, Libya'da bir ateşkes istiyor. Bunu bölge ülkeleriyle yaparak, uluslararası bir meşruiyeti bölgeye kabul ettirmek istiyor. Bu bağlamda komşu Mısır'ın karşı blokta olduğunu düşündüğümüzde, Türkiye, Tunus ve Cezayir'i içine alan bir barış gücü oluşturmak istiyor.
4- Diğer bir konu; Tunus, BM güvenlik konseyinde geçici üyeliği üstlenecek, bu bağlamda Tunus'un tavrı Türkiye'nin Libya ile ilgili askeri ilişkilerini belirleyici olacaktır.
5- Almanya'da 2 Ocak'ta yapılacak olan Libya konulu Berlin Zirvesi'nde Türkiye, Tunus ve Cezayir'in de dahil edilmesini istiyor.
6-Türkiye, Tunus devleti ile kabileler arasındaki görüş ayrılıklarını da çözmek için irade ortaya koyuyor. Erdoğan, Libya kentlileri ve Kabileleri Yüksek Kurulu temsilcileriyle bir araya geldi.

Öncelikle Türkiye'nin Libya meselesi özelinde Akdeniz deniz işbirliği ve Tunus hamlesinin favkalede yerinde olduğunu belirterek, emeği geçenlere tek tek teşekkür ederim. Uzun zamandır Türkiye'nin ihmal ettiği bir coğrafyada izlenen bu pro-aktif siyasetin karşılığı olumlu yönde olacaktır.
Ancak handikapları da vurgulamak gerekir.

Erdoğan, Tunus'a indiğinde Libya'da CIA tarafından eğitildiğini dünyanın bildiği General Hafter'e bağlı bir ekip Roma, Atina, BAE'ne bir gün içerisinde ziyaretlerde bulunarak destek arayışını yineledi. Kuvvetle muhtemel destek bulmak için zorlanmamıştır.

Türkiye, Tunus Cerbe üssünü istiyor. Ancak Türkiye karşıtı Fransız siyasetinin egemen olduğu Tunuslu siyasi partiler, bunu Türkiye'nin aleyhine kullanacaktır. Zira bu ziyaretle ilgili malum Tunus basını, Erdoğan'ın uçağının, devrik Tunus başkanı Bin Ali'nin eski uçağı ile ilişkilendirerek, küstahça tepeden bakan bir üslup geliştirdi. Tunus Cumhurbaşkanı'nın Cerbe üssünün bir tatil merkezi olması hasebiyle Tunus toplumunu da ikna etmesi gerekecek.

Tunus'ta yüz binlerce Libyalı yaşıyor. İç savaştan kaçarak Tunus'a sığınan Libyalıların kabile ilişkileri Tunus ve Libya'da halen çok sıkı, dolayısıyla bu algının iyi yönetilmesi oldukça muhim bir hadisedir. Yani iletişim dili sadece Tunus ve Libya makamlarına bırakılabilecek bir iş değildir.

DENGELERİ DEĞİŞTİRECEK ADIM

Libya içişleri bakanı Fethi Başağa'nın açıklamalarından anlaşılıyor ki; Türkiye,Tunus ve Cezayir birlikte harekete geçerek bir barış gücü oluşturuyor. Buna karşılık Körfez, Mısır ve Fransa'nın başını çektiği bloğu da karşısına alıyor.
Yazıyı kaleme aldığımız saatler de Tunus ve Cezayir orduları, Libya sınırına askeri sevkiyatı başlatıyordu.
Ayrıca Hafter askerlerinin yüzde 80'i Libya Kabileler Konseyi üyesidir. Bu Konsey kendisini tarafsız olarak sunar. Ama General Hafter ve Saif al-Islam Kaddafi'yi destekliyor. Erdoğan toplantısından sonra ve Tunus Cumhurbaşkanı'nın girişimiyle General Hafter'in paniklediği düşünülüyor. Çünkü Kabile Konseyi, Türkiye Cumhurbaşkanı düşmanlarından biri olarak lanse ediliyordu. Dolayısıyla Erdoğan bölge dengelerini değiştirecek adımlar attı.

SÖMÜRGECİLER RAHATSIZ

Sonuç olarak Türkiye, Akdeniz ve Kuzey Afrika'da atağa kalkıyor; sömürge düzenin sahipleri rahatsız oluyor. Eğer Türkiye, barış gücünü güneyden Nijer ve Çad ile desteklerse bence askeri müdahaleyi garanti altına alacaktır. Elbette bu askeri müdahale sayesinde Libya'nın bölgesel bir savaşın merkezi durumuna geldiğini de görmek gerek. Böylelikle bir savaş platosu haline gelerek bir çok ülkeyi direk etkilemiş olacak.
Bu bağlamda Tunus muhalefetinin en büyük eleştirisi tam olarak buradan kaynaklanıyor ve Tunus'un savaştan uzak durması yönünde güçlü bir eleştiri geldiğini de göz ardı etmemek gerekir. Yine Tunus medya, sermaye ve politik aktörlerinin Francofon olduğunu ve bölgeye ve İslam dünyasına tepeden bakan bir kitle olduğunu vurgulamak gerek.
Toparlayacak olursak Türkiye'nin Kuzey Afrika adımlarını başarılı bulmakla birlikte, bölgesel ve kabileler arası algı yönetimin dikkatli ve anlık yapılmasının gerektiğini vurgulamak gerekir. Zira Türkiye'nin bölgede ve Afrika'da oldukça iyimser bir havası var. Bu algıya halel getirtmek en büyük handikapımız olacaktır. Allah ordumuzu korusun.

 

Editör: Haber Merkezi