Ankara'daki cemevi saldırılarıyla ilgili Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü köşesinde çarpıcı ifadeler kullandı.

Selvi'nin yazısından bir bölüm şöyle:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, cemevi saldırısıyla ilgili olarak, “Çapağı bulacağız” dedi. İçişleri Bakanı’na çapağın ne olduğunu sordum.

1- “Ben 6 yıldır İçişleri Bakanı’yım. Hep bu tür olaylarda kendisini deliliğe vuranlar ortaya çıkıyor” dedi.

Cemevi saldırganı da ilahi emirle yaptığını söylemedi mi?

2- “10 yıldır Ankara’da yaşıyorum. Saldırıya uğrayan cemevlerinin bulunduğu 3 adrese 1 saatte gidememem ama İzmir’de yaşayan Ankara’ya gelip üç adrese 45 dakika içinde giderek bunu yapıyor” dedi. Soylu, 3 cemevine İçişleri Bakanlığı eskortuyla ancak 1 saatte gidebilirdi.

İçişleri Bakanı Soylu, “Biri tutuklandı diğeri ikisi ev hapsi şartıyla bırakıldı. Bu soruşturmanın bittiği anlamına gelmiyor” diye konuştu. Soylu’ya göre bu iş eski Türkiye’nin ayak izlerini andırıyor. Soylu yerden göğe kadar haklı. Eğer polis cemevi saldırganını kısa sürede yakalamasaydı siz o zaman görecektiniz hangi provokasyonların sahneleneceğini.

Türkiye 2023’te kritik bir cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyor. Gayri nizami savaş unsurları harekete geçti. Eski Türkiye’de sergiledikleri provokasyonları bir bir sahneye sürüyorlar. Seçim tarihi yaklaştıkça bu tür provokasyonların artacağından kuşkum yoktur.

Sahi İzmir’de 26 cemevi varken bu saldırgan neden Ankara’ya geliyor? Neden biri Alevi Türkmen, biri HDP’ye yakın Alevi-Kürt, diğeri CHP’ye yakın üç cemevini seçip saldırıda bulunuyor?

2023 seçimlerine giderken cemevi provokasyonu üzerinden Alevi kesimini konsolide çabasını görmüyor musunuz?