Bursa'da bir işçi, çalıştığı yerden kovuldu. İş sözleşmesinin haksız yere feshedildiğini söyleyerek 2. İş Mahkemesi'ne başvurdu ve kıdem ve ihbar tazminatı ile eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını belirterek tazminatın davalıdan tahsil edilmesini talep etti.

İŞ ARKADAŞLARINA 'TAKLACI-YALAKA' DİYOR

Ancak işveren, işçinin devamlı uyarıldığını, izin almadan işe gelmediğini, iş arkadaşlarına 'taklacı veya yalaka' diyerek olumsuz davranışlarda bulunduğunu ve dikkatsiz çalışması, tedbirsizliği yüzünden şirkete zarar verdiğini öne sürdü. 

EMSAL KARAR

Bunların sonucunda mahkeme, işçiye kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğine karar verdi. Karar temyize gitti ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesi emsal bir karara imza attı.

Kararda, şu ifadeler yer aldı:

"Davacının hal ve hareketlerinden çok rahatsız olduğu, işe girdiği tarihte yazıhane bölümündeki kadınlar hakkında belden aşağıya çok pis konuştuğu tutanaklarla sabittir. Davacıdan çalışanlara 'taklacı, yalaka' şeklinde isimler takarak huzursuzluğa sebep olduğu için savunmasının istendiği, davacının da kimseyi rahatsız edecek şekilde konuşmadığı, şaka olarak birbirlerine karşı söylemlerde bulundukları ancak art niyet olmadığı ve arkadaşları ile arasının iyi olduğu şeklinde savunmasını verdiği görülmüştür. Yargılama esnasında davalı şahidi olarak dinlenen tutanak tanıkları, davacının huzursuzluk yapıp, işi yavaşlattığını belirtmişlerdir. İşçiler hakkında küfürlü konuştuğu yönündeki beyanının somut olarak fesih sebebi yapılmadığı şeklindeki hatalı gerekçe ile davacının iş akdinin işveren tarafından haksız feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmiştir. Bahsedilen ve tutanak tanıklarınca da doğrulanan somut vakıalar karşısında mahkemece kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi hakkaniyet ilkesine ve menfaatler dengesine aykırı olmuştur. Bu sebeplerle, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın bozulmasına oy birliğiyle karar verildi" denildi.