A MILLI Futbol Takımımız, 22 Mart Cuma günü, yeni bir yolculuğa başlıyor... 2020 Avrupa Futbol Şampyonası elemelerine, bundan 9 yıl önce ülkemize dünya üçüncülüğü kazandırmış bir teknik adamla başlayacağız... Artık Milli Takımımız’la başımız önde olmayacak maçlar oynamak istiyoruz... Peki bu kolay olacak mı?.. Bana sorarsanız olacak... Şu anda aday kadroya alınabilecek tüm futbolcuların neredeyse futbola başladıkları günleri bilen Şenol Güneş, yılların deneyimiyle doğru, akılcı, mantıklı ve bir arada oynayabilecek bir takımı mutlaka yaratacak ve sahaya sürecektir... Türk Milli Takımı, gençlerle, tümden gençleştirilmiş bir kadroyla asla başarılı olamaz... Ama kadronun tamamen “olgunlar”dan oluşturulması da başarıyı perdeler... Burada Şenol Güneş, mükemmel bir karma oluşturacak ve kağıt üzerinde kolay gibi görünen Arnavutluk ve Moldova maçlarının aslında göründüğü kadar kolay olmadığının bilinciyle bu iki maçı da kazanabilecek onbirleri sahaya sürebilecektir... Çünkü bunu Şenol Güneş de yapamazsa, Türkiye’de hiç kimse yapamaz... Güneş’in elinde harika kaleciler var... Genç yetenek hakkını da Türkiye’de oynayan futbolcular yerine yurtdışında forma giyen isimlerden oluşturması, bence en mantıklı seçim olacaktır... Çünkü, Türkiye’de “yeni yetenek” diyebileceklerimiz henüz bu formanın ağırlığına hazır değiller... Açıklanan kadroda sürpriz isimler var. Sanıyorum tecrübelilerin gençlere yol göstermesi hedeflenmiş. Zaten bu daha başlangıç. Ilerleyen dönemde futbolcuların form durumlarına göre bazı değişiklikler yapılacaktır. Beşiktaş’ta artık bıkkınlık yaşayan Şenol Güneş ile Milli Takımımız’ın yeniden dirileceğine, kan ve can bulacağına yürekten inanıyorum... Güneş’e yeni ve yeniden bu heyecan iyi gelecektir... Yabancı çöplüğü olmaya son!.. Hiç kimse, hiçbir takım, hiçbir başkan ve yöneticimiz kusura bakmayacak... Türkiye, futbolu bir ticarethane gibi görmeyip, kendi oyuncakları sananlar yüzünden hızla kirlendi... Artık ligimiz, istisnalar dışında tam bir “yabancı çöplüğü” durumunda... Kulüplerimiz aldıkları her oyuncudan satarken zarar ediyor... Oysa buna çanak tutan yöneticilerin hepsi ticaret alanında, kendi işlerinde kar peşinde koşuyor... Kulüpleri, kendi sorumluluk alanları olarak görmedikleri, kulüp paralarını har vurup harman savurdukları ve simsarların oyununa kolay geldikleri için oluştu bu tablo... İsraf öyle büyük boyutlara ulaştı ki, ligimizde sahaya 11 yabancıyla çıkan takımlarımız oluştu... Şaka gibi... Ne altyapı kaldı, ne geleceğin yıldızları, ne onlara yönelik bir arayış... Ama TFF bu gidişin sonunun karanlık olduğunun farkında... Şu andaki yabancı yönetmeliği, kadroda 14 yabancı bulundurmaya, bunların 12’sinin de maç kadrosunda yer almasına izin veriyor... Hangi memlekette yaşıyorsak artık... Türk çocuklarının alttan gelmeleri, forma giymeleri neredeyse imkansız... TFF bu sayısı, yeni sezonda kadroda 10 yabancı, maç kadrosunda ise 8 yabancı ile frenlemeye kulüplerimizin ekonomik olarak da kendilerine gelmelerine çalışıyor. Bu kesin değil... Henüz taslak... Bunun için perşemba günü TFF, Kulüpler Birliği ile masaya oturup bu yabancı konusunu bir zapt-u rapt altına almaya çalışacak... Umudum, Federasyonun bu taslaktan ödün vermemesi yönünde... Kulüplerimizde yabancı oyuncu tabii ki olacak, olmalı... Ama bu işin suyunu çıkarmadan... Önce bunu halledelim, sonra gelecek yabancı oyuncular için de bir kalibre şartı getiririz... Yoksa, kulüplerle birlikte Türk futbolu da ölecek...