Bugün HDPKK’nin millet vekilinin polise yapmış olduğu saldırıdan dolayı siz değerli okurlarıma  öncelikle söylemek isterim. 
Her Türk gencinin her türk vatandaşının olması gerektiği gibi benimde hassas olduğum noktalar vardır yani kırmızı çizgilerim. Bu çizgilerimin başında ise Polis ve Asker gelir gerçek anlamda hassas olduğum noktadır.

Birileri çıkıyor polisimize veya askerimize hakaret, tehdit, şantaj ve vücut dili dahi olmak üzere her türlü yolu deniyor! Sanki bir el üstün madalya takıyor namussuzlara bende bu namusuzlara iki kelam etmek isterim…

Terör, Uyuşturucu ve pedofili suçlar ömrümce kırmızı çizgim olmuştur. Ne gariptirki ağır ağır gezen dünya’da hüküm geçenler, buna yeltenenler  kendisini kahraman olarak gören yavşaklardır.

Ankara’da dayısı emmisi olan birileri polis kontrol noktasına denk geldiğinde görevini layıkı ile yapan Aslan gibi şerefli memuru tehdit ederek seni sürdürücem der ve işlemi başarı ile gerçekleştirerek kahraman ilan eder kendisini. Siz insanlar, çok garip davranıyorsunuz. Allah’ın Yarattığı  her şeyi, onları yok etmek için kullanıyorsunuz.

Ah bu çaresizlik, ah bu gariplik, ne zavallı bir mahlukmuş şu insanoğlu.

Bugün polisimize yumruk atan HDP’li Saliha Aydemir, 2019 yılında da bir polisimizin Teşbihte hata olmaz köpekler gibi kolunu ısırmıştı.Yahu kardeşim sen nasıl bir mahlukatsın senin soyun sopun da belli değil. Hayvan barınağından kaçan kuduz aşısı olmayan kaçak it gibisin resmen. Haddini bil , hududu bil !

Güneydoğu ve doğunun her yerine gelen biriyim. Dağı taşı tepesi herkes tanır bilir beni halkın içinde halkın insanıyım ben !

Sen dağda cirit atarken ben ‘’bu ülkemin her karış toprağında milletimiz için vatanımız için kıl kadar da olsa faydam olur mu?’’ diye düşünüp nasıl yararlı olabilirim Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan şerefli namuslu insanlara, bu  milletin hakkını kimler sömürüyor, doğmamış yetimlerin hakkı bu ülkede yenmesin diye bir defterim bir kalemim ile Evliya Çelebi misali gezen dolaşan biriyim.

Hadsizce yaptığınız eylemlerin size nasıl geriye döneceğini de çok iyi bilen biriyim.Kafanızda birton bit elinizin pisliği ile kaşıyın durun ! Fakat size kötü haberim var, sizin gibi kansızları sirke de temizleyemez !

Beni her yerde bulabilirsiniz ben köşe yazılarımı İstanbul veya Ankaradan yazmıyorum, Türkiye’nin her yerinde karış karış gezerek yazıyorum.Bir bakmışınız dağın eteklerinde bir duymuşsunuz Diyarbakır, Hakkari, Şırnak, Batman, Siirt, Muş, Van, Elazığ, Malatya veya Bitlis gibi  yerlerde şerefli onurlu Türk ve Kürt kardeşlerimle yazıyorum.

Siz anlamak istemiyorsunuz belki ama biz anlatmaktan yılmayacağız…! 

Devletimiz 18 yaşında bu dünyadaki hiç bir hesabınız ahirete kalmadan temizleyecek kudrete ve güce sahiptir Allah’ın izniyle. Siz bunu çok iyi bilirsiniz leşlerinizi dağlarda çakallar yiyor görüyorsunuzda .

Uzun lafın kısası…

Necip Fazıl Kısakürek’in bir sözü ile bu köşemde sizlerden ayrılmak isterim… 

‘’Ben bir garip insanım; ne tahtım var, ne tacım. Tut elimden Allah'ım! Yalnız sana muhtacım. ‘’

Ya DEVLET başa, ya KUZGUN leşe