• Konstantiniyye mutlaka alınacaktır. 

    Hiç  bir günahı küçümsemeyiniz.

    Boş durmayıp çalışınız. Çalışanları Allah sever.

    Boş gezenler zengin bile olsalar yoldaşları şeytandır ve kalpleri şeytana konaktır.

    Her nerede olursanız olunuz Allah’ın sizi gördüğünü  unutmayınız. Allah’tan korkunuz, fenalıklardan sakınınız.

    Neresi sizi dünyaya çekiyorsa ve size Allah’ı unutturuyorsa orası sizin helakiniz için bir tuzaktır.

    Neresi sizi Allah’a yöneltiyorsa ve sizi düşündürüyorsa orası cennete gitmeniz için bir duraktır.

    Emaneti koruyunuz ; zira din de size emanettir, beden de.

    Her namazın sonunda size hoş gelen bir ibadeti yapmayı adet edininiz. Meselâ, birkaç tövbe-istiğfar çekmek, bir sure veya ayet okumak, Allah’ı zikretmek gibi.

    Ezanla birlikte camide olunuz ; cahiller sizden ilerde bulunmasın.

    Her ayın tek günlerinde veya en az birinci,onbeşinci ve sonuncu gününde olmak üzere oruç tutmaya gayret ediniz.

    Ölümü sakın unutmayınız ! Her gece onu hatırlayınız ve hesabınızı yapınız. Olur ki tövbe edince Cenâb-ı Hakk’ta sizi affeder.

    Nefsinizi daima kontrol altında tutunuz. Düşününüz ve nefsinizi başı boş bırakmayınız. Zira nefis, her fırsatta sizi ateşe götürür.

    Dünyalığınız varsa sakın ona güvenmeyiniz ! Dünyalığınız yoksa çalışıp helalinden elde ediniz. Kazandığından fakirlere cömertçe paylarını veriniz.

    Kimden ilim tahsil etmişseniz, o hocanız  için daima Yüce Allah’tan rahmet ve mağfiret dileyiniz.

    Başkalarından daha çok çalışıp çok ilim sahibi olunuz.

    Önce ilim tahsil ediniz, sonra helalinden para kazanıp evleniniz.

    İlmî bir konuyu  özüne göre düşününüz ve öyle karar veriniz. Meselelerin dıştan görünüşüne bakıp yanılmayınız.

    Başkalarından daha ihlaslı ve daha çok ibadet etmedikçe ve başkalarından daha çok ihsanda bulunmadıkça rahat etmeyiniz.

    Mezarlıkları sık sık ziyaret ediniz. Böylelikle dünya gamından ve nefsin sıkıştırmasından kurtulursunuz. Çünkü nefsin tek korktuğu ve aldatamadığı yer mezarlıktır. Nefis, ölenin kendisi olacağını ve azabı tadacağını iyi bilir.

    Büyük zâtların kabirlerini ziyaret ediniz. Bu zahmetiniz, o zâtların size şefaat etmesini sağlar.

    Bütün işlerde cimrilikten sakınınız. İnsanlığınızı koruyunuz. Güzel huylu ve merhametli olunuz. Ne halde olursanız olun dünyaya rağbeti azaltınız. Kötülükten uzaklaşınız.

    Her daim nasihat ediniz.

    Oyun oynanan ( kumar vb.) yerlere ve laubali konuşulan meclislere girmeyiniz.

    Aile arasında âdâba dikkat ediniz.

    Ayıplarını gördüğünüz komşuyu kınamayınız. Sırlarını açıklamayınız. 

    28-Çok gülmeyiniz zira kalbiniz kararır. Sakin ve ağırbaşlı olunuz, yürürken başınız önde vakarlı bir şekilde yürüyünüz, aceleci olmayınız.

    29-İyi biliniz ki öfke, düşünceyi ve iyi düşünmeyi daraltır. Sonunda insan yanılır.

    30-Konuşurken gürleme, bağırıp çağırma, yüksek sesle bile konuşma!

    31-Allah’a isyan yolunda kimseye yardımcı olma!

    32-Adalet güzeldir, ama Emir (yönetici)’de olursa daha güzeldir;  cömertlik güzeldir, ama zenginde olursa daha güzeldir; sabır güzeldir, ama fakirde olursa daha güzeldir;  tövbe güzeldir, ama gençlerde olursa daha güzeldir; utanmak güzeldir, ama hanımlarda olursa daha güzeldir.

    33-Devlet büyükleriyle ilişkilerinizde ateşten faydalandığınız gibi olun! Uzakça durun, ısınacak kadar yaklaşın!

    34-Büyüklerin huzuruna girerken hem kendi kadrinizi hem de başkasının kıymetini bilen olun!

    35-İlimde ve hukuki meselelerde sana teklif edilecek işler hususunda, ancak kendine uygun olanları kabul et ki sonuçta başka bir görüşü savunmak zorunda kalmayasın.

    36-Cahil zümre arasında ne gülün ne de gülümseyin !

    37-Cahil topluluktan sakının, onlarla tartışmaya girmeyin !

    38-Çok konuşmayın, sorulanları biliyorsanız cevap verin ! Kaynak gösterin ki dinleyenler anlattıklarınızı şüphe ile karşılamasın.

    39-Halkın önünde konuşmayın; ancak sorulursa cevap verin.

    40-Avam ve zenginler arasında dini ve zaruri bilgiye dair sözlerden çekinin! Zira zenginliğe ve mala karşı zaafın var gibi anlaşılmasın.

    41-Küçük çocukları seviniz ve başlarını okşayıp sevindiriniz. Bu Peygamberimizin emridir.

    42-Yol ortasını işgal etmeyiniz!

    43-Beyaz giyinmeyi adet edininiz.Zira bu adet, sizi daha dikkatli kılar.

    44-Padişah huzurunda dahi olsanız hakkı ve hakikati söylemekten korkmayınız.

    45-Padişah, sizi hoşlanmadığınız ve dininize uymayan bir işe tayin ederse kabul etmeyiniz.

    46-Bu güzel nasihatların herbiri bir Hadis-i Şerifin meâlidir.

    Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri Edirne’den ayrılırken kendisinden nasihat isteyen Sultan İkinci Murad Han’a şöyle nasihat etmiştir:

    -Tebean içinde herkesin yerini tanı, ileri gelenlere ikramda bulun!

    -İlim sahiplerine hürmet et!

    -Yaşlılara saygı, gençlere sevgi göster!

    -Halka yaklaş; fasıklardan uzaklaş, iyilerle beraber ol!

    -Hiç kimseyi küçümseme ve hafife alma!

    -İnsanlığında kusur etme!

    -Sırrını kimseye açma!

    -Cimri ve alçak insanlarla dostluk kurma!

    -Sana birşey sorulursa o soruya herkesin anlayacağı şekilde cevap ver!

    -Seni ziyarete gelenlere ilminden birşeyler öğret! Böylece faydalansınlar ve herkes öğrettiğin şeyi anlayıp uygulasın.

    -Bazan da insanlara yemek ikram et. İhtiyaçlarını temin et. Onların değer ve itibarlarını iyi tanı ve kusurlarını görme!

    -Halka yumuşak davran, müsamaha göster!

  • HACI BAYRAM-I VELİ HAZRETLERİ’NİN SULTAN İKİNCİ MURAD HAN’A NASİHATLARI:

  • Çünkü gördüğünüz bu sır, size emanettir. Emanete hıyanet, kötü ve çirkin bir fiildir.

  • Halk içinde Allah’ı çokça anınız. Bu durum maneviyatı yükseltir, katı kalpleri yumuşatır.

  • Kötü olduğunu bildiğin hiçbirşeye ülfet etme!.

  • Ama bunu bir öfke ve hiddet işi haline sokmadan, bir illeti tedavi eder gibi yapmak lazımdır. Çünkü hiddet ve kin, gerçekleri gören gözleri kör eder.