Cumhurbaşkanı Erdoğan Sosyal medya ve medyadaki algı operasyonu, yalan, dezenformasyon gibi vatandaşı hedef alan saldırılar için Ekim ayındaki TBMM’nin açılmasını işaret etti.

Yeni düzenleme gelecek. Sosyal medya platformlarının hala büroları yok. Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi acil durumlardaki hareket kabiliyeti sebebiyledir ki, şu vakte kadar iyi götürdü.

Fakat Biden’in muhalefete yardım sözünden sonra vatandaş büyük saldırı altında. Zihinleri işgal için yola çıkarılmış şeytanın uşakları, her noktadan başkaldırıyor. Fonlar, milyon dolarlarla baştan çıkmayacak insan az.

Zaten medyaya, sanat camiasına, siyasetin yapı taşı arasında bolca kripto, etki ajanı o özellikten dolayı yerleştirilebiliyor. Şu an ülkede ne doğru, ne yanlış belirsiz. Meşhur siyasetçi başka bir ülkenin sınırında çekilmiş görüntüyü “Afganlar Türkiye’ye giriyor, büyük problem” diye veriyor.

Yusuf Halaçoğlu. Kendi ailesi de vaktiyle Afganistan’dan gelmiş. Üstelik İçişleri Bakanı o görüntüler için “bizim sınırdan değil” açıklamasına rağmen. Yine Doğu-Güney Doğu Sınırına 1200 km beton blok, jilet teller çekiliyor. Hele ki işin içinde İran başta olmak üzere yabancı istihbaratçıların mültecileri ülkemize sürme, etki ajanlarının iç savaş çıkarma operasyonları gibi durumlarla baş etmeye çalışıyor devlet. Kürt-Türk savaşını çıkaramayan batı, şimdi, Türk-Suriyeli/Afgan iç savaşı çıkarma projesi üzerinde mesafe almaya çalışıyor.

Buna katalizör olanlardan en önemli aktör Ümit Özdağ. Suriyeli vatandaşın birinin katlettiği vatandaşımız için “Suriyeliler Türkleri öldürüyor” diye veriyor. Bu anlatım şekli bilhassa gençler arasında yankı bulmuş olmalı ki son olayda bu söylemin payı büyük diye düşünüyor insan.

Ülkeyi iki ay meşgul eden CİA aparatı Sedat Peker’in onunla birlikte kaçak olan oğlu “Millet İttifakına” desteğini açıkladı. Kendisi de videolarında, o ittifaka yalan yanlış bilgiler verip ortalığı karıştırdı. CİA’nın eline verdiği operasyonel safsatalarla hükumet düşürmeye kalktı.

Uzun yıllar boyunca “hükumetler devirip, hükumetler kurmakla” övünen Doğan Medya yerine konuşlanan Habertürk ve bünyesindekiler aynı göreve soyunmuş gibi. Fatih Altaylı sözde Kabil havaalanında çekilmiş karışıklık görüntüleri üzerine “Türk askeri buraya mı gidecek” twiti atıyor. Sanki son hal ile ilgili bir açıklama yapılmış gibi, devleti hedef alıyor?

Yazar mı, nedir belli değil. Yine bakanlık aşılarla ilgili yeni karar almış, onu eleştiriyor. “Demek ki Sinovac iyi değilmiş” diyor. Ölümcül virüs tüm dünyada hüküm sürerken, aşının bağışıklığı düştüğü anda elbette yeniden aşı yapılacak.

Yapılanın halkın bilgi alma hürriyeti ile de, basın hürriyeti ile de açıklanacak durumlar değil. Türk Devletine adeta hasım gibi saldıran, vatandaşın zihnini bulandırıp moral çöküntü yaşatan siyasetçisi, sanatçısı, yazarı, haber sitesi, sosyal medyası her kim varsa bedelini ödemeli.

Bunun için de Ekim ayı, çok geç olabilir.