23 yaşındayım. İki üniversite bitirdim.  İyi bir işim iyi bir eşim olsun istiyorum.  Ama benim hayallerim başlamadan bitti. Çünkü iş için çaldığım her kapı yüzüme kapandı. Şu anda karamsarım, içime kapandım, moralim çok bozuk. Geleceğim konusunda kaygılarım var. İş bulmak meğer ne kadar zormuş! Öncelikle bir parti ile bağın olmalı. Hele bu partinin gençlik kollarına üyeysen öncelik hep sende. Başarılı olmanın iyi bir bölüm mezunu olmanın pek kıymeti yok. Önemli olan siyasetteki aidiyet bağın. Ve de tanıdığın vekil mutlaka olmalı. Yoksa yüzüne kapanan kapıları açman zor. Babam, annem yaşlanıyor. Ailenin tek erkek çocuğuyum, ileride onlara bakmam lazım. Ama kendime bakamıyorken, onlara nasıl sahip çıkacağım?

İşsizlik belası

Bunları kim söylüyor? 23 yaşında aslan gibi Türk delikanlısı, Mesutcan Karaduman. Peki, Türkiye’de işsizlik durumu ne? Ülke genelinde işsizlik rakamları yüzde 20’lere yelken açmış. Bu oran genç nüfusta yüzde 25-30’lara çıkıyor. Yani sokaktaki her dört gençten biri işsiz. Bu rakam üniversite mezunları için ise, her üç kişiden birinin işiz olduğu yüzdelik rakama ulaşıyor. İşte Mesutcan Karaduman’da işsiz olan, o her üç üniversite mezunundan biri.

Çalmadığı kapı kalmamış

Mesutcan Karaduman bilgisayar teknisyeni. Ayrıca sivil havacılık kabin hizmetleri bölümünün, yüksek tahsilini de yapmış. Yabancı dili yani İngilizcesi de var. Okul bitmiş iş aramak için yollara, şirketlere revan olmuş. İlk kapısını çaldığı yer ise mesleki durumu gereği THY. Kendi deyimi ile burada 'memleket' farkı ile önü kapanmış. Kendisi Kastamonulu. Tercih yönetenlerden ötürü Rize taraftarıymış! Sonra iş için vekil bulma arayışına girmiş. Dar bir çevreden olduğu için o kapıyı da açamamış. Kendine yapılan son tavsiye de, mevcut bir partinin gençlik kollarına üye olması. Böylece önünün çok açılacağı söylenmiş. Şimdilerde bunun arayışı içinde. 

Hayallerim karardı

Okulunu bitirdikten sonra hayalleri olan, toplumda bir yer edinmek isteyen, iş bulup, aile kurmak, çevresine, ailesine, anasına babasına, faydalı olmak isteyen gencimizin bu günlerde morali çok bozuk. Adeta üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi. Mesleği var. İki tane okul bitirmiş. İngilizcesi var. Ama iş bulamıyor. İş bulamayınca da devlete küsüyor, siyasetçilere küsüyor, hayata küsüyor. Para kazanması lazım. Kendini, geleceğe, hayata hazırlaması lazım. Ama olmuyor. Maalesef o şimdi sokakta boş gezen her üç üniversite mezunundan biri. 

Balık ayıklıyor

Bu pırıl pırıl Rumeli kökenli iki üniversite mezunu genci, haftanın üç-beş günü, başta Tozkoparan pazarı olmak üzere, babası ile birlikte pazarlarda balık satarken, balık ayıklarken görebilirsiniz. Mesutcan, buna da şükür diyor, Baba mesleği sayesinde hiç olmazsa karnımız doyuyor. Ama üzüntüsü derin tabii. Babacığı onu yaz kış, karda, kışta, boğucu sıcakta bu pazarda tezgâhta balık satarak okutmuş. Babası onunla 'üniversiteler' bitirdi diye gurur duymuş. Ama şimdilerde kazın ayağı öyle değil Mesutcan Karaduman işsiz. Ve yine babasının yayında. Babası da üzüntülü. Yemeyip yedirdiği, içmeyip içirdiği, zor şartlarda okutup, üniversite mezunu ettiği oğlu işsiz. İş bulamıyor. İş bulamaması bir kenara, bazıları mevcut siyasi çevresinden dolayı iş bulurken, onun işsiz kalması içini bir daha acıtıyor. Ne diyelim bunlar bizim gençlerimiz. Bu vatanın sahibi olacak gençlerimiz. Atatürk’ün, ülkenin geleceğini emanet ettiği gençlerimiz. Ama ülkeyi bırakın onlar kendi geleceklerini şekillendiremiyorlar. Lütfen, birileri Mesutcan Karaduman ve de onun gibilerin sesine kulak versin. Herkes gibi onlarında bu vatana eşit derecede hizmet etme, İş sahibi olma hakkı var. Biz sadece bu gencin söylediklerini yazdık. Elçiyiz yani. İş ve de çalışma herkesin başarısı, mesleki kariyeri yönünden eşit derecede hakkıdır. Bunun tersi bir durum hem gençlerimizin hayallerini yıkar, Hem de toplumda ayrımcılık tohumları eker.