BIR iddia var kamuoyunda. Herkesin dilinde geziyor cümle. Biraz ümit, biraz beklenti ifade ediyor. Kimileri bu cümleyi söylemekten zevk alırken, kimileri de duymaktan rahatsız oluyor. Hatta ‘bu cümleyi söyleyen kimilerinin işleri elinden alınıyor’ iddiaları da ortalıkta dolaşıyor. Kamuoyunda olan biteni bir kenara bırakarak cümlenin mantığına, hedefine, muhtevasına bir dil uzmanı edasıyla bakmayı denemek bizim ki.

Bir kere dünyada, hayatta ‘her şey güzel’ olamaz. Hatta her şey güzelse onun güzel olduğunu anlamak mümkün olmaz. Güzelin güzelliği çirkine kıyaslayarak anlaşılır. Her şey güzel olursa onu kıyaslama ve anlama şansı yok olur.

Dünyada, hayatta her şey zıddı ile var olur, hatta anlaşılır ve bilinir olur. İman bile inkear olmasa var olamaz. Allah yoktur diyenler olmasa vardır diyenlere neden ödül verilsin ki! Gece ve gündüz, kış ve yaz, siyah ve beyaz, açlık ve tokluk, varsıl ve yoksul. Saymakla bitmez. Her şey ama her şey zıddıyla varlık kazanır.

Aşık Veysel’in Güzelliğin on para etmez bendeki aşk olmasa derken, aşk olmayınca güzelliğin kendi başına var olamayacağını anlatıyor.

Yani sonuç olarak Her şey çok güzel olacak kılişesi, afişi lisan ve anlam bakımından yanlış bir söylem. Güzel bir şeyler olacak denilseydi bu daha mantık ve anlam açısından sağlam basacaktı ayaklarını. Genelleme ve tümelleme bu alanda gerçekle uyum sağlamaz. Tikelleme yapmak gerek. Bazı güzel şeyler olacak denilmeliydi. Ya da tersinden ifade etmek de mümkün. Bazı çirkinlikler ortadan kalkacak da denebilirdi. Ama tüm çirkinlikler ortadan kalkacak denilemez.

Şimdi bu yazıyı okurken kimileri bana kızacak. Ortada bir seçim iptali ve tekrarı var. Sen bu konuda bir şey söylemeyecek misin diyecekler. Söylemeyeceğim kardeşim. Ben meseleye yukarıdan bakıyorum. Ülkede ne yanlış ne doğru biliyor ve görüyorum. Aydına yakışan kendi yerinde durmaktır. Aydın namuslu ise yönetime yanaşma ve yandaş olmaz. Ama aynı namuslu aydın yönetimin can düşmanı da olmaz. Ha bir de aydının namuslusu olduğu gibi cesuru da var, korkağı da. Beni korkak aydınlar arasına koyunuz. 

Özetle her şey güzel olmayacak. Her şeyin güzel olmasına izin verilmez. Dünyada hep güzeller, rağbet görürse, çirkinler aç mı kalacak. Düşünsenize güzel kızlar koca bulup evlenecek. Peki, çirkin kızlar evde mi kalsın? Hayır, çirkin kızlar daha kolay ve çabuk evlenir. Halk arasında da bu hakikate dikkat çekilmek için ‘Allah çirkin şansı versin’ denilir. Uygulamada da çirkin kızların daha kolay koca bulmasının bir mantığı var. Ona, herkes talip olmakta bir endişe duymaz. Çok talibi olduğu için birisiyle evlenir. Ama güzel kız için çoğu erkek cesaret edemez. Böyle güzel bir kız benimle evlenmeye razı olmaz diye bir korku yaşar. Bu yüzden güzel kıza talip az olur. O azı da güzel kız beğenmez ve evde kalır. Etrafınıza bir bakınız evde kalan, evlenmemiş kadınların çoğu güzel kadınlardır.

Hayat da böyle, dünya hayatı. Çirkin daha çoktur ve ortama egemendir. Çirkinin çok olması güzelin değer kazanmasını sağlar. Güzel değerlidir, Çünki az ve nadirdir. Nadir, ender olan da kıymetlidir, değerlidir. İşte o bakımdan gelecek günler için her şey güzel olacak demek ham hayal. Ama şöyle denebilirdi. Güzel şeyler olacak. Bu, daha insafa uygun. Güzel şeyler derken bir sayı yok. Bir nicelik ifade edilmiyor. Bu bakımdan dil mantığına ve hayat gerçekliğine daha uygun olurdu.

Ama her şey güzel olacak her bakımdan olanaksız. Çirkin dünyada, egemen çirkinlik her şeyin güzel olmasına izin vermez. Zaten izin verirse, her şey güzel olursa, güzel anlamını kaybeder.