GEÇEN hafta Ankara’ya gittim; sonsuzluğa uğurladığımız Taki abinin (Doğan) cenazesine...

Mezarlık konusundaki bir sıkıntıyı gidermek için de Besim Güçtenkorkmaz’la birlikte Gazeteciler Cemiyeti’ne gittik, başkan Nazmi Bilgin’le görüşmeye...

Nazmi Bilgin’i isim olarak biliyordum ama tanışmamıştım; bu sayede tanıştım. Şimdiye kadar niye tanışmamışım; ben ona yanarım!

Cenaze işlerini çözdükten sonra sohbet ettik bir süre. Yaptıklarını öğrenince de hayran kaldım kendisine.

Bakın neler yapmış ve yapıyor:

1-Dönemimizin en büyük sorunu işsiz gazeteciler. Tembel ya da yeteneksiz oldukları için işsiz değiller; işsizliğin nedenlerini herkes biliyor zaten. Uzun uzun anlatacak değilim. Ve işsiz gazetecinin neler yaşadığını çok iyi bilirim. İşte onlara destek vermek için elinden geleni yapıyor.

2-Ankara’daki Nazmi Bilgin başkanlığındaki cemiyet bir gazete çıkarıyor; adı 24 Saat. Gazetenin amacı işsiz gazetecilere işini yapabilme fırsatı sunmak ve bir nebze olsun maddi destek sağlamak. Avrupa Birligi’nden aldıkları fonla da buraya iş yapan gazeteci dostlara ödeme de yapılıyor. Nazmi Bilgin, “Keşke daha fazla verebilsek. Ama elimizdeki imkan bu kadar. Daha çok insana katkıda bulunmak için çabalıyoruz” diyor.

3-Cemiyetin ikinci katında bir bölümü de yine işssiz arkadaşlarımıza ayırmış. 7-8 tane masa var, bilgisayar var. Buraya gelen ister kitabını yazıyor, ister gazeteye yazısını. En azından işsiz dostlarımıza evinden çıkıp gidebileceği, çalışabileceği bir ortam yaratmış. İşsiz insan evde oturdukça bunalıma girer. Bunu gidermek için bir çıkış yolu bulmuş.

4-Bir oda gösterdi bana. İçinde fotoğraf makinaları ve laptoplar var. “Bunlar ne?” dedim; Nazmi bey yanıt verdi: “Bunlar da gazeteci dostlarımız için. Örneğin arkadaşımız geldi, ben şöyle şöyle bir iş yapmak istiyorum dedi. İster Ankara’da, ister Ankara dışında. Bir haftalığına fotoğraf makinasını da veriyoruz, laptopu da. Gidip işini yapıyor, geliyor.”

5-Ankara Gölbaşı’nda bir tesis varmış. Otel, lokanta, yüzme havuzu, tenis kortları var. Yine Nazmi Bilgin’in girişimleriyle meslektaşlarımız buraya gidip, yüzde 50 indirimli kullanabiliyorlarmış.

6-Şimdi de Kaş’ta bir yer yapıyorlarmış. Yine gazeteci arkadaşlar gidip bir kaç gün ücretsiz ya da çok az bir paraya bir kaç gün de olsa tatil yapabileceklermiş.

Daha çok şeyler anlattı

Hayran kaldım.

Hatta sürekli basın kartı sahiplerinin (eskiden sadece basın şeref kartı sahipleri bu hakka sahipmiş) öldüklerinde tabutlarına Türk bayrağı sarılmasıyla ilgili yönetmeliği de çıkarmış.

Arkadaşlar... Dostlar... Meslektaşlar...

İşte size heykeli dikilecek bir adam.

Hem de bizden, gazeteci. Cemiyet başkanı, yönetici.

Ben gurur duydum. Yanındayken iyi ki gazeteci olmuşum dedim.

Size de anlatayım istedim, bu zamanda böyle gazeteciler o kadar az ki!