Merhum Mehmet Akif, ideal bir eğitimciyi şöyle tarif ediyor:

Edepli, sonra liyakatli, sonra vicdanlı....''

Yani Mehmet Akif, eğitimcide dört hususiyet olmasını şart koşar.

Birincisi; ''muallim her şeyden önce ''imanlı'' olacak; yüreğinden rahmet taşıracak. Rahmet insanı olacak.''

İkincisi;  ''edepli'' olacak, örnek bir karakter ve şahsiyet inşa edecek.

Üçüncüsü; ''Liyakatli'' olacak; mesuliyet şuuru ile kendini iyi yetiştirip vazifesinin ehli olacak.

Dördüncüsü: ''Vicdanlı'' olacak; merhamet, şefkat, fedakarlık gibi faziletlerle insanlığını tescil ettirecek.''...

Bir eğitimci, ne kadar ibadet heyecanıyla dersine girerse o nisbette müsbet bir tesiri olur. Bu yüzden derse girerken Besmele, hamdele ve salavatı şerifeler le girmeli ki, Cenabı Allah'ın lütfuyla talebeye faydalı olabilsin.

Bunun içindir ki, kendni dine, vatana, millete adayan, bütün bir sathı vatanı okul sayan ve ardında ''yetişmiş insan'' mirası bırakan kıymetli eğitimcilere  ne mutlu! Onlar ömürlük bir teşekküre layıktırlar.

Eğitimci , mesuliyetini idrak eden bir öğretmen olacak.....Hakkın tevzi edilmediği bir sınıfta huzur olamaz, huzurun olmadığı sınıfta huzur olmaz,  huzurun olmadığı sınıfta ders işlenemez, ders işlenmeyen yerde de eğitim olmaz.

Bir eğitimcinin üç tane nota vardır:

1. Eğiticinin talebeye vereceği not vardır.

2-Talebenin eğitimciye vereceği not vardır. Talebesi hocasını ne kadar çok severse o kadar aşina olur.

3-Cenabı Hakk'ın Kıyamet günü bizlere vereceği not vardır. Yani Allah'ın bize istidadı  ne kadar onun yolunda seferber ettik.Son nefete ilahi huzura çıkacak ve karne alacak bir öğrenci durumundadır. Rabbimizin bizlerden arzu ettiği de, salih amellerle dolu bir ömür karnesi.

İnsan ihsana mağluptur; İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel yol ne ise onunla önle. O zaman görürsün ki, seninle arada düşmanlık bulunan kimse bile, sanki yakın dost olmuştur.(Fussilet; 34)

Hz. Ali ra şöyle buyuruyor: ''Çocuklarınızı kendi yaşadığınız zamana göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin.''

Cenabı Hak, esas kıvamın takva ile birleşen bir ilim olduğunu şöyle bildirir:

''Kulları içinde ancak alimler , Allah'tan ittika eder .(korkar) (Fatır; 28)