İlk Babalar Günü ne zaman kutlandı? Neden önemli?

Bugün Babalar Günü. Her yıl haziran ayının üçüncü pazar gününde kutlanıyor. 

Kimi yaşayan babasını ziyaret edip elini öpüyor, kimi ölmüş babasını özlemle anıyor.

Özel günlere karşı olan bir kesim de var. Onlara göre Babalar Günü de kapitalizmin bir oyunu! Hediye alma bahanesiyle çokça alışveriş yapılmasının önü açılıyor!

Halbuki her şey hediye mi?

Hediye alınmadan da pekala kutlanabilir Babalar Günü.

Bugünün dünyasında iş güç peşinde koşturan, büyüklerine fazla zaman ayıramayan insanlar için bir fırsat aslında. 

Aile büyüklerini ziyaret etmek, el öpmek, büyüklere unutulmadıklarını göstermek için güzel bir gün.

Tarihte Babalar Günü fikrini ortaya atan ilk kişinin Amerikalı Sonora Smart Dodd olduğu ileri sürülüyor. 

Babası savaş gazisi olan Dodd, "Anneler Günü var da neden Babalar Günü yok" demiş ve babasının doğum günü olan 5 Haziran için çalışma başlatmış.

Amerikan hükümetine mektuplar yazmış, kendi çabasıyla etrafındakileri örgütlemiş. Gerçi 5 Haziran'ı kabul ettirememiş ama her yıl haziran ayının 3. pazar gününde kutlama yapılmasını sağlamış.

1910 yılında ilk Babalar Günü Washington'da kutlanmış. Resmi olmasa da geniş bir katılım sağlanmış.

1924 yılında ilk kez en üst düzeyden destek gelmiş. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge kutlamaları desteklemiş; ama resmi olarak Babalar Günü ilan etmemiş

1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının Babalar Günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımlamış. 

1972 yılındaysa başkan Richard Nixon'ın imzasıyla Babalar Günü yasal olarak ABD'de resmi tatil ilan edilmiş.

Babalar Günü'nün kısa tarihçesi böyle.

Tüm babaların Babalar Günü'nün kutlu olması dileği ile.

Can Yücel'den bir de şiir size... Diyor ki büyük usta: Ben hayatta en çok babamı sevdim!

Ben hayatta en çok babamı sevdim

Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk

Çarpık bacaklarıyla ha düştü ha düşecek

Nasıl koşarsa ardından bir devin

O çapkın babamı ben öyle sevdim

***

Bilmezdi ki oturduğumuz semti

Geldi mi de gidici hep, hep acele işi

Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi

Atlastan bakardım nereye gitti

Öyle öyle ezber ettim gurbeti

***

Sevinçten uçardım hasta oldum mu,

Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a

Bi helallaşmak ister elbet, değil mi oğluyla!

Tifoyken başardım bu aşk oyununu,

Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,

***

En son teftişine çıkana değin

Koştururken ardından o uçmaktaki devin,

Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için

Açıldı nefesim, fikrim, canevim

Hayatta ben en çok babamı sevdim.