Ümmet, bir anneden doğmuş çocuklar gibi ancak kanla, asabiyetle değil; peygamberlerin  rehberliğinde mutlak hakıkat fikriyle, güvenle, sadakatle ve

adaletle birbirine bağlanmış topluluk demektir.

İslam, gücün ahlakını değil, ahlakın gücünü tesis eden bir ümmet ister. Hak, hukuk, paylaşım, yardımlaşma ve dayanışma gibi sosyal sorumlulukları ibadet olarak görür ve namaz ile zekatı, iman ile infakı bir arada zikreder.

Her şeyden önemlisi müminlerden, tavır ve davranışlarında 

iman bilinciyle ve hesap günü şuuruyla hareket etmelerini, vicdan ve insafı elden bırakma malarını bekler. 

Bugün islam dünyasının sorunlarını aşmak için öncelikle böyle bir ümmet bilincine ihtiyacımız vardır.

Tevhide inanan milyonlarca insanın bu eşsiz ilkeden ulaşmalarının  önündeki  engelleri kaldırmak,,ancak ümmet bilincini tazelemekle mümkün olacaktır. 

İslam dünyasından barut kokuları yükseliyorsa,  acımız ortak, derdimiz ortak, duamız ortak olmalıdır.

Birliğimizi ve bütünlüğümüzü zedeleyen her türlü ideolojiyle, nevzuhur dini akımlar, ırkçılık ve radikalizmle etmek önceliğimiz olmalıdır.

***

BİR AYET::

Hep birlikte Allah'ın ipine İslama sımsıkı yapışın parçalanmayın. Allah'ın size olan , nimetlerini hatırlayın.(Al-i İmran: 3/103)

BİR HADİS:

Davud'un dualarından biri de şuydu: '' Allah'ım, Senden senin sevgini, seni sevenin sevgisini ve beni senin sevgine ulaştıran ameli isterim.

Allah'ım, senin sevgini bana kendimden, ailemden ve serin sudan daha sevimli kıl.(Tirmizi)