Ümmet, bir anneden doğmuş çocuklar gibi ancak kanla, asabiyetle değil, Peygamberlerin rehberliğinde mutlak hakikat, fikriyle,
yüce değerlerle, güvenle, sadakatle ve adetlerle, güvenle, ve adaletle birbirine bağlanmış topluluk demektir.
İslam, gücün ahlakını değil, ahlakın gücünü tesis eden bir ümmet ister.
Hak, hukuk, paylaşım, yardımlaşma ve dayanışma gibi sosyal sorumlulukları ibadet olarak görür ve namaz ile zekatı, iman ile infakı bir arada zikreder.
Her şeyden önemlisi müminlerden, tavır ve davranışlarında iman bilinciyle ve hesap günü şuuruyla hareket etmelerini vicdan ve insafı elden
bırakmamalarını bekler.
Bugün İslam dünyasının sorunlarını aşmak için öncelikle böyle bir ümmet bilincine ihtiyacımız vardır.
Tevhide inanan milyonlarca insanın bu eşsiz ilkeden hareketle vahdet, birliğe ulaşmalarının önündeki engelleri kaldırmak, ancak ümmet bilincini
tazelemekle mümkündür.
İslam dünyasından barut kokuları yükseliyorsa acımız ortak derdimiz ortak, duamız ortak olmalıdır.
Birliğimizi ve bütünlüğümüzü zedeleyen her türlü ideolojiyle nevzuhur dini akımlarla ırkçılık ve radikalizmle mücadele etmek önceliğimiz olmalıdır.
Hep birlikte Allah'ın ipine İslama sımsıkı yapışın; parçalanmayın size olan nimetlni hatırlayın. (Ali İmran; 3/103) yeti müvacehesinde hareket etmezsek,
karşımızda en basit düşmana karşı etkisiz kalabiliriz.
ALLAH KATINDA DİN, İSLAM DİNİDİR. Bu ayeti celileyi Avrupalı putperes hıristiyanlar kabullenemiyor.
Elbette Allah katındaki din, İslam dinidir. 1400 sene öncesi ne ise, 2020' aynıdır. Değişmeyen tek dindir.
Ermenistan, Azerbaycan topraklarından işgal ettiği köy ve şehirlerdeki camilerde domuz besliyor.Ama İslam ülkelerindeki kiliselerde ise, Kur'an-ı kerim okunuyor.
Avrupalılar İslamdan ve özellikle iki cihan güneşi Peygamberimize düşmanlıklarını alenen yapıyorlar.
İslam dini ise, Allah'ın gönderdiği tüm vahi dinlerine asla saygısızlık etmez.İşte farkımız burada.
Azerbacanlı kardeşlerimiz topraklarını savunurken diğer isla devletleri suskunluğunu koruyor. Ancak Allah doğrularla beraberdir.