Jeolog Prf. Dr. Okan Tüysüz, İstanbul'un zemin etüdünü ve ilçelerinin durumunu açıkladı.

Tüysüz, Habertürk'ten Alper Uraş'ın haberine göre şu ifadeleri kullandı:

"İstanbul'da sıvılaşmanın yüksek olduğu alanları; Büyükçekmece ve Küçükçekmece göllerinin çevresi, Ayamama Vadisi, Veli Efendi, Zeytinburnu'nda bazı alanlar, Haliç çevresi, Kadıköy (Kurbağalıdere) olarak sıralamak gerekir. İstanbul'un yüzde 5'inden biraz daha az bir alanda sıvılaşma söz konusudur.

Bununla birlikte kentin yüzde 20'sinin epeyce zayıf bir zemin üzerine oturduğuna dikkat çekmek gerekir. Buralar neresidir; Büyükçekmece, Küçükçekmece, Bakırköy, Yeşilköy, Zeytinburnu, Eminönü'nü bu başlık altında sıralayabilirim. İstanbul'un, yüzde 45-50'si neredeyse yarı yarıya zeminin sağlam olduğu düşünülürse, yüzde 17-20'sinin zayıf, yüzde 30'unun ise az sağlam zemin olduğunu görüyoruz.

Sıvılaşma, genellikle 6.5'tan büyük depremlerde görülen bir olaydır. 6.5'ten küçük bir deprem olursa sıvılaşmanın etkisi çok fazla görülmez. Sıvılaşma, 7 ve 7.5'tan sonra artmaya başlar. Bu büyüklükte bir depremde, belirttiğimiz alanlarda sıvılaşmayı görebiliriz. Ancak İstanbul'da, Hatay gibi bir sıvılaşma da beklemiyoruz. Bu açıdan İstanbul'da zeminde faylanma yok, sıvılaşma alanı düşük en büyük hasar ise sarsıntıdan olacaktır.

İstanbul'un kuzeyine doğru gittikçe sarsıntı oranının azalacağını söyleyebilirim. Adalar açığında deprem olduğu taktirde Tuzla, Kartal, Maltepe sahil kesimi, Eminönü'nden Mimar Sinan'a kadar sahil kesimi etkilenecektir.

Marmara Denizi'nde, KAF'ın güney kolunda bin yılda bir deprem görülmektedir. Bu anlamda Gemlik Çukuru'nda ben büyük bir deprem beklemiyorum ancak risk düşük olsa da, olası bir depremde daha çok Yalova ve Bursa civarını etkileyecektir.

İstanbul'un sağlam zemine sahip alanlarına yönelik olaraksa Beykoz, Bebek, İstinye, Maslak, Şişli, Beşiktaş, Üsküdar ve kuzeyini söyleyebilirim. Ancak şu unutulmamalı; çok sağlam dediğimiz yerde binanın zemini zayıf olabilir ya da zayıf bir zeminde sağlam bir bina inşa edilmişse o da insanımızın depremde daha güvenli olmasını sağlayabilir.

Bina inşa edildiği dönemin yönetmeliklerine uygun biçimde yapılmışsa depreme dayanıklıdır. Eski binaların bugüne kadar yıpranma payı vardır ama 2019 yılı yönetmeliğine uygun biçimde yapılaşmanın en fazla güven veren yapılaşma olduğunu belirtmeliyim.

Son olarak en çok hasar gören binalar 4-7 kat arası binalardır; dolayısıyla bunların riski büyük. 4 kattan düşük binaları az riskli olarak düşünebiliriz. Hem belediye hem hükümet binaları yenilemek istiyor. İkisinin güçlerini birleştirip ortak şekilde yürümesi gerekiyor."

Editör: Grlyrtts