Günahkarım fakat ben,

Af isterim Rabbimden.

Ya da kanımı dökecek bir vuruş isterim.

Kılınç ya da mızrakla deşilip çıkmış ciğerim.

Ta ki beni gören samimice desin,

Şu savaşçıya Allah rahmet eylesin...

Ey nefis!

Bakıyorum cenneti hiç istemiyorsun.

Boş bunlar,

Kalbim mutmaindir ki sen,

Su kırbasındaki bir damla susun,

Ey nefis çarpışmasan da bir gün öleceksin.

İşte ölüm güvercini yaklaşıverdi,

Ne arzularsan o verilir sana ey benliğim...

Nefsim bir isteksizlik var sende,

Savaşacaksın dilesen de dilemesen de.

Hani çoktandır yoktu sende ölüm korkusu,

Ca’fer, ne güzel geliyor Cennet kokusu...

Çekilin kafirler Nebinin yolundan bugün,

Vururuz yoksa boynunuzu inkar etmiştiniz dün,

Öyle bir vuruş ki ayırır gövdeden başı,

Hatırlatmaz insana ne dost ne arkadaşı...

Selam Olsun, Hurmalıkta Vedalaştığım Resüle:

Allah’tan dilerim

Senin için yardım ve nusreti,

İhsan eylesin

Sana da, Musa’ya verdiği sabır ve metaneti;

Allah şahid!

Ben olmuşum akıl ve basiretli,

Gördüm hep Sende, her büyük hayır ve fazileti.

Allah’ın Resulü olduğuna getiririm ben şehadeti.

Senin hayrından uzak kalan nefsine eyler ihaneti;

Senin hak Peygamber olduğuna karşı çıkan kafiri

Mahrum eylesin Yüce Allah ondan inâyeti.

Selam olsun, hurmalıkta vedalaştığım Resüle,

Bizleri dualar ile yolcu edicilerin en şereflisine.

Dostlar içinde hayırda kimse yetişemez

Kendisine; Salât ve selâm olsun

Allah’ın Sevgili Habibine.

Abdullah bin Revaha...