Atatürk’ün İstikbal göklerdedir diyerek 100 yıl önce işaret ettiği yere liderimizin kararlılığı ile biraz daha yakınız.

Türkiye’de uzay alanında insan kaynağı, altyapısı ve teknolojik gelişmeyle ülkenin hayalini gerçekleştirme yoluna girdi.

Cumhurbaşkanı'mız sayesinde, her konuda olduğu gibi uzay ülkesi olma hayaline de yapılan ciddi yatırımlarla eriştik.

Kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen bir ülke duruma geldik. Türkiye bir uzay ülkesi olma ve uzay alanındaki kabiliyetlerini gerçekleştirme bakımından dünyada bu kabiliyete sahip olan az ülke arasına girme başarını gösterdi.

Cumhurbaşkanı'mız ‘Türkiye Uzay Ajansı’nın kurulmasına ilişkin kararı vizyoner bir adımla 2018 yılında imzaladı.  Uzay alanında yerden gözlem ve astronomi hususunda önemli altyapısı bulunan, yetişmiş genç insan kaynağı var olan Türkiye’yi bu kabiliyetle bir üst lige taşımıştır.

Uzay Ajansı kurulmasına karar verilmesiyle, koordineli ve gayretli çalışmasıyla önemli kabiliyetler kazandırarak Türkiye'yi uzay ekonomisi alanında önemli bir ülke haline getirecektir.

Türkiye’nin uzay yarışında önemli bir ülke konumuna gelmesi, doğru zamanda yapılan doğru yatırımlarla, ülkenin insansız hava araçlarındaki gelinen nokta ve üstün başarı ile nasıl tüm dünyanın dikkatle izlediği bir teknolojik gelişme yakalanmış ise, yakın zamanda uzay alanında da bu başarıyı yakalayacağımızdan emin olabiliriz.

Geçmişteki karanlık zihniyetin, ülkemizde yapılan uçak fabrikası silah fabrikası ve devrim arabalarının önünü kesmek için çevirdiği entrikaların bir benzerine daha fırsat vermeyen, inandığı yolda yürüyen liderlerimizle birlikte, emin adımlarla ilerliyoruz.

Lidere inanan milletin evlatları, şimdi tüm zorlukları aşarak SİHA-İHA-TOGG ve diğer yerli kara, deniz ve hava araçlarıyla Türk milleti ile Türk milletlerinin kaderine yeni bir yön verdi.

Atatürk’ün istikbal göklerde hedefini gerçekleştirecek olan uzaya gitmiş Türk vatandaşı, gençlere ve çocuklara ne mutlu. Atatürk’ün gösterdiği hedefe ulaşma şerefine erişmek, ne güzel bir duygu ne güzel mutluluk.

Türkiye’nin kabiliyetli gençleriyle, bilimde, teknolojide, sanayide ve savunmada güçlü olmanın, katma değerli ileri teknoloji üretmenin önünde hiçbir engel yok. 
Yeter ki hayal edip bu hayalimizi gerçekleştirmek için azimle inançla çalışalım.

Gençlerimizin ne kadar zeki ve başarılı olduklarına Teknofest yarışmalarında şahit oluyoruz. 

Basit malzemelerden ürettikleri roket ve diğer teknolojik projeleriyle daha neler başaracaklarını ispat eden gençlerimizde oluşan öz güvenlerini gururla izliyoruz. 

Havacılık festivali teknofest gençlerimize heyecan, topluma teknoloji ve bilim konusunda farkındalık oluşturmuştur.

Gençlerimiz, teknoloji üzerinde ne kadar becerikli olduğunu her gün yeni bir icatla ortaya koyuyor.

Devletin gençlere olan güveni kendilerinin heyecanına heyecan katmış, çalışma azmini güçlendirip özgüven sağlamalarına sebep olmuştur. 

Ülkemizde insansız hava araçlarında olduğu gibi uzay alanında da başarıyı yakalayabiliriz.

Türkler gök bilimci millettir. Yıldızları, ayı ve güneş-dünya hareketlerini incelemiş gök bilimi çalışmalarını sekiz asır önce yapmışlardır. 

Geçmişte ülkemizde yapılan uçak fabrikası, silah fabrikası ve devrim arabalarının önünü kesenler, ‘Caca Bey, Uluğ Bey ve Ali Kuşçu’ gibi gök bilimcilerini örnek alan Türk gençlerinin aya gidebileceğine bir türlü inanmıyor, kabul edemiyor, hayal olarak nitelendiriyorlar!

İnanmalarını da beklemiyoruz! 

Bir tarafta ülkesi için hizmet siyaseti, diğer tarafta heykel dikme yarışı…

“Şehrin simgesi “ayı” heykelini nereye koyalım” tartışması, aya ayak bastığımızda hangi heykeli dikeceğimiz tartışmasına kadar gidecek görünüyor. 
Yaşayalım görelim.