Güleriz ağlanacak halimize ya!
İşte o tür bir şey.
İki annemiz ellerinde sıkı sıkıya tuttukları
Cüzdanları.
Adı bilinen büyük bir marketi geziyorlar.
Bir şey aldıkları yok.
Market arabaları boş.
Fiyatlara takılmışlar tek tek bakıyorlar.
Keşif gezintisi sırasında,
Market rafları arısından bir ses yükseldi;
“Abooovv bu ne böyle!
Kız Mürüvvet bu güllacın fiyatı geçen sene,
15 TL değil miydi?
Bak üzerinde 45 lira fiyat var.
Amma da zam yapmışlar ha üç kat”
Arkadaşının cevabı hazır;
“Sen de alma kız.
Yemezsen ölmezsin ya!”.
Annelerimizin dolaşması devam ediyor.
Bu defa kıvırcık ve domatese takıldılar.
Domates 30 TL.
Kıvırcık 15 TL.
Annemiz arkadaşına yine seslendi:

“Kız Mürüvvet şunların fiyatını gördün mü?
Kıçı boklu kıvırcık bile 15 Lira.
Geçen sene 2,5 liraydı”.
Arkadaşının cevabı yine hazır;
“Alma kız…
Zaten çoğu sörfmüş ve çürümüş.
Bırak çürüsünler, beter olsunlar.
Sonra kendileri yer.
Ya da çöpe atar akıllanırlar.”.
Ve iki annemiz biraz daha dolaştıktan sonra,
Cüzi bir şeyler alarak marketten ayrıldılar.
Son sözleri ise biraz dramatikti;
“Bir aydır bulgur ekmek yiyoruz,
Bereket ona bugün zam yapmamışlar.”.
Ayrıldılar ama!
Esprili konuşmaları markette hoş bir seda olarak kaldı.
X
İşte dostlar günlük hayatımızda marketlerin,
Çarşımızın, pazarımızın hali bu.
Emekli, işçi memur artık bu fiyatlardan adam gibi alışveriş yapamıyor,
İyi beslenemiyor.
Sebebi de belli;
Aç gözlü marketçiler ve piyasa yapıcıları
Salatalığın sera çıkış fiyatı 3 TL iken,
Bunun karlı bir havada markette 37,5 TL ye satılmasını
Bana kimse zamla, nakliye ile mazotla falanla filanla açıklayamaz.
Bunun sonucunda ne oluyor?

İnsanımızın yiyemediği bazı besinler artık
Çöp kontenyerlerinin gediklisi oldu.
Raflar çürümeye yüz tutmuş,
Biberler, patlıcanlar, domateslerle dolu.
Sebzeler bir kenara meyvelerde farklı değil.
Elma, armut, portakal, mandalinayı almaya karar verip
Seçerken dikkatli olmazsanız,
Eve geldiğinizde çoğunun çürük olduğunuzu görür paranıza yazık edersiniz.
Ne diyelim,
İnsanımıza fahiş fiyatlarla bu ürünleri satanlara,
Lanet olsun.