Muhammed İbn. Sirin anlatıyor:

''Hz. Ömer ra birini bir yere vali olahalk gönderdiği zamam onun emrnamesine halka hitaben şu cümleleri  yazardı:  '' Aranızda adaletle hükmettiği müddetçe onu dinleyin ve ve emirlerine itaat edin''. 

Hz. Ömer ra  Huzeyfe İbn. Eymen  radıyallahu anı Medineye vali olarak tayin etmiş emirnamesine de ;'' O'nu dinleyin, emirlerine itaat edin ve sizden ne isterse verin'' yazmıştı.

Huzeyfe İbn. Yeman yanına yeteri kadar erzak aldıktan sonra bir merkebe binerek Hz. Ömer'in yanından ayrıldı. Medineye vardığında  Toprak sahipleri ve köy ağaları onu yolda karşıladılar.

Elinde bir somun ekmeği ve etli bir kemik vardı. Merkebin sırtında onları yiyerek geliyordu. Medineye girince halka Hz. Ömerin emirnamesini okudu. Halk:

''O halde bizden dilediğini iste, dediler. Huzeyfe İbn. Yeman ra Aranızda bulunduğum müddetçe yiyuzeyfe ra Allah'ın dilediği bir müddet burada görev yaptı. Sonra Hz. Ömer ra valilik süresinin bittiğini ve geri dönmesi gerektiğini bildiren bir mektup gönderdi.

Hz. Ömer onun gelmek üzere olduğunu haber alınca, şehrin girişinde bir yere saklandı. Gördü ki  onu gönderdiği hal üzere yani yine fakir olarak dönüyor. Bu duruma çok sevindi, saklandığı yerden çıkarak Huzeyfeyi kucakladı ve şöyle dedi:

''Sen benim kardeşimsin, bende senin kardeşinim.'' 

***

BAŞIMIZA SENİ DE KATTIK:

Numan İbn. Beşir anlatıyor: '' Bir gün Hz.Ebu Bekir ra Resulullah sav den içeri girmek için izin istedi. Fakat tam o sırada kızı Hz. Aişenin sesini yükselterek Allah Resulü sav karşı konuştuğunu duydu. İçeri girince;  Bir daha sesini Resulullah sav' mi sesinden daha fazla yükselttiğini duymayayım, diyerek ona vurmak için  elini kaldırdı. Fakat Allah Resulü sav buna karşı geldi  mani oldu. Hz. Ebu Bekir de öfkeli bir şekilde çıktı gitti. O gidince Hz. Peygamber sav Aişe'ye; 

''Gördün mü, seni o adamın elinden nasıl  da  kurtardım, diye latifede bulundu.''

Bu hadisenin ardından Ebubekir ra bir kaç gün gelmedi. Sonra tekrar gelip içeriye girmek için izin istedi. Gördü ki, ikiside bunun üzerine Hz. Ebubekir biriyle barışmış. Bunun üzerine Hz. Ebubekir; Beni harbinize soktuğunuz gibi şimdi de barışı-kıza sokun.  dedi.   Allah Resulü sav seni de kattık, gel senide kattık, buyurdu.