''AÇILDIM açıldım açılamadım/Terazi ufak idi tartılamadım'' diye başlayan güzel bir Karadeniz türküsü vardır.

AKP de o türküde olduğu gibi ''Açılıyor'' ama ağzından bir türlü bunun nereye kadar olduğu, açılım sonrası kendilerini kimin giydireceğini, bir türlü söyleyemiyor.

Tıpkı kabız insanlar gibi ıkınıyor-sıkınıyor.

Aslında AKP'nin müshili ABD ama onu da bir türlü söyleyemiyor.

Son yıllarda, özellikle AKP yanlısı basında ''alternatif Kürt siyaseti'' adı altında, Barzanici yalakalar takdim ediliyor, el üstünde tutuluyor.

Bunlar, Kandil'den mesaj taşıyıp ağızlarından salyalar akarak AKP'nin Kürt ve Ermeni açılımını alkışlıyorlar.

Gerçekten de Barzanici Kürt kadroların ve bazı medya gruplarının yayınlarındaki söyleşileri, bir ihanet literatürü oluşturacak boyuta ulaşmış durumda.

Söz konusu kadrolara duyulan ilgi bununla sınırlı da değil. PKK ve Barzani ile iletişim, son dönemde iyice yoğunlaşıyor, alkışlanıyor ve bu buluşmada ABD'nin katkısı net olarak görülebiliyor.

BAHÇELİ, YERDEN GÖĞE KADAR HAKLI...

HÜKÜMET; bu da yetmemiş gibi Kürt açılımını, gizli toplantı ile Meclis'te tartışmak istiyor.

Eğer bu gerçekleşirse; Türk Milleti'nden gizlenenlerden; PKK'nın Meclis'teki uzantıları sayesinde Kandil, alınan kararlardan anında haberdar olacak...

"Gerçekleri Türk Milleti'nden gizlemek için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu konuyu gizli oturumda ele almasını isteyenlerin neden utandıklarını Türk Milleti çok iyi değerlendirecektir. AKP'nin; Meclis'in kapalı oturum yapmasındaki ısrarını sürdürmesi halinde, oturum sonrası ne cereyan ettiğini Türk Milleti'ne bizzat açıklayacağımızı şimdiden ilan ediyorum" diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yerden göğe kadar haklı değil mi?

Niçin kapalı oturum?..

1 aydır insanların kafasını karıştır, kapı kapı gezip destek iste, ondan sonra kapalı oturum yapmak için harekete geç.

Eğer bu açılım Erdoğan'ın dediği gibi gerçekten milletimizin hayrına ise neden gizleme gereği duyuyorsunuz?

CANİLERLE BİRARADA YAŞAMAK...

PEKİ, Kürt açılımında yapılmak istenen nedir?

Bazılarınca takdim edildiği gibi ''bölünmeyi önlemek'' ve "Türk-Kürt birlikteliğini tazelemek" olduğu sanılıyor.

Oysa, yapılanlara yakından bakıldığında ve malûm basının kalemşörlerinin de açıkladığı gibi, bırakalım Türkiye'yi bölünme tehlikesinden kurtarmayı, bölünmeyi tetikleyecek her yola başvurulduğunu görmek mümkündür.

Barzanici kalemşörlere göre, Barzani'nin Kürt devletini ilanı, Türkiye'nin hayrınadır. Uygun koşullarda, buna hakları olduğu da düşünülüyor.

Bu hayalleri geçelim ve farzedelim ki AKP sayesinde "bebek katili" ve onun beslemeleri affoldu. Kimisinin yüzü değiştirilip, ceplerine para ve istedikleri ülkeye gidecekleri pasaport ya da yeni nüfus cüzdanları konuldu.

Ardından da ellerini-kollarını sallayarak aramıza karıştılar. Şimdi biz katillerin yaptıklarını unutup onlara ''hoşgeldin'' mi diyeceğiz, kucak mı açacağız? Bunlarla barış içinde mi yaşayacağız?

ALNINIZDA KARA LEKE OLARAK KALACAK

ÖYLE değil mi kendisi "minik", AKP'ye "açılım" desteği "büyük" olan "Serçe", Sezen Aksu!

Sen şehit aileleri feryat ederken PKK'lı canilerin kana susamışlığını, bebekleri bile nasıl katlettiklerini görmüyorsun...

Eğer desteklediğin ''açılım''la affedileceklere sempatin senin ''hayvan sevginden'' geliyorsa anlarım. Ama o bile hayvanlara hakarettir. Çünkü hayvan bile çocuklara dokunmaz...

Şimdi terörist severlere,''12 kötü adam''a, kendini ''aydın'' yerine koyanlara soruyorum: Beşikteki bebeklere dahi şarjör dolusu mermi sıkanlara hangi insanî ve ulvî duygularla "af" istenir?

Sayenizde bunlara yapılacak af; sizlerin alnında bir kara leke olarak kalacaktır... Hem de bazılarınızın inanmadığı ahirette bile...