Yaz geldi…
Güneş.
Deniz.
Plaj…
Yani, fazla kilolardan kurtulma mevsimi.
Nedense kış aylarında kiloyu dert etmeyenler.
Güneç terletmeye başladığında bunalıma ve arayışa giriyorlar.
Rağbet göreni;
“Dukan Diyeti”
Protein ağırlıklı bir beslenme şekli.
Karbonhidratın, şekerin,yasak olduğu,
Yumurta, et ağırlıklı bir beslenme şekli.
Daha çok zenginlere özgü diyet.
Zaten fakirin, diyetle işi yok.
Yönetenler bu işi iyi beceriyor.
Gariban, her zam ile diyete giriyor.
X
Diyet deyince…
Profesör Canan Karatay’ı es geçmek mümkün değil.
İnternette, Nebahat Çehre’den çekici bulunan.
Sevimli.
Cesur.
Halkın içinden.
Bizden biri.
Dobra dobra konuşup, tabuları yıkan bir hoca.
Sofralarımıza yeniden tereyağını kazandıran.
Yumurta yememizi sağlayan.
Her televizyon programı olay olan değerli bir insanımız Sayın Karatay.
X
Bir dostum var.
Adanalı.
Etsiz sofraya oturmayan.
Eti yağsız,
Pilavı tereyağsız yemeyen.
Yediğini saklamayan.

Her yerde KARATAY’IN adını anıyor.
“ Karatay Hoca et yiyin” dedi, diyor.
Mangala kilolarca et diziyor.
“Hoca, tereyağı yiyin” diyor,
Pilavı tereyağında yüzdürüyor.
Yani, işine geliyor, Sayın Karatay’ın önerdikleri.
(Enflasyonu dert etmiyor çünkü geliri var)
Yasakladıklarını ise, duymazdan geliyor.
İştahı her zaman yüksek.
Etle birlikte bir dilim ekmeği,
Yağa, yemeğin suyuna banarak mideye indiriyor.
Dostum, eski sporcu.
Milli boksör.
“Karatay diyeti” ile 150(!) kiloya ulaştı.
Bir sağlık problemi yok mu? Başladı.
Kolesterolü normalden uzaklaştı.
Şekeri dengesini şaşmaya başladı.
Eti sıkı.
Yaşı ve kilosuna göre çevik.
Böyle olduğu için de
Profesör Canan Karatay’ın diyeti dışına çıkmıyor.
Tek sıkıntısı hocanın her dediğini yapmasına, “yiyin” dediklerini
Yemesine rağmen bir türlü kilo verememesi!
Yani her şeyin aşırısı zarar.
X
Gerek Dukan diyeti.
Gerekse Karatay diyeti.
Ve de protein ağırlıklı diyetler her kese uygun değil.
Dolar 17 lira oldu.
Her şey zamlandı.
Hocalar, her şeyin doğalını yiyin” diyor.
İyi de,
Markette yumurta 2 lira.
Köy yumurtası 2-3 lira.
Organik zeytinin kilosu 90 lira.
Sucuk.
Kavurma.
Pastırma

Tereyağı.
Kuyumcu vitrininde sergilenir gibi sıralanıyor market raflarında.
Her birinin fiyatı dar gelirli için ulaşılamazda.
5 kişilik aile haftada iki üç defa.
Tereyağında sucuklu yumurta yemeye kalksa…
Asgari ücreti büyük darbe yer.
X
Hocanın ağzından bal damlıyor.
Söyledikleri gerçek.
Keşke dediklerini, herkes yapabilse.
Ne mümkün!
Yönetenler zengin ile fakir arasındaki uçurumu her gün biraz daha açıyorlar.
Türkiye’deki milyarder sayısı,
Dünyanın en zengin ülkesi; Japonya’dan fazla.
Yerinde ve kararında et yemek…
Tabii ki!
Yürüyen tavuğu.
Otla beslenen koyunu, ineği.
Açık denizde yaşayan balığı yemek sağlıktır.
Kırsalda yaşayanlar için vazgeçilmez yaşam şekli,
Ne yazık ki, büyük şehir garibanları için hayal.
Öncelikle yürüyen, otla beslenen hayvan yok.
Olsa, almaya para yetmez.
Kasapta pirzola 250 lira.
Kuzu eti, 200 liradan başlıyor.
Bir dönem fakir sofrasını süslerken sınıf atlayıp,
Zengin sofrasına geçen kuru fasulyenin kilosu 25 lira.
Patatesin kilosu, stokçu gayreti ile 6-8 liraya yükseldi.
X
Diyet programları ile birileri köşe oldu.
Zenginlerin bayramı,
Tıkanıncaya kadar köfte yemek.
Vakfı Kebir tereyağına, tamamı dana etinden mamul sucuk atıp,
Üzerine köy yumurtası kırmak fakirin hayali oldu.
Yönetemeyenler yüzünden sofradan eksilen gıdalar
Nedeniyle asgari ücretlinin beti benzi soldu.