Her şey çok güzeldi. Dünya borsalarında bir bahar havası ve de yükseliş trendi hakimdi. Türkiye borsaları, hisse senetleri ise dünyadan ayrışmış gibiydi. Borsa endeksleri tarihsel dirençlerini kırıp rekorlara imza atıyordu. Ta ki CORONA virüsü Çin’in Yuan eyaletinde peydahlanana kadar. Ne hikmetse(!) bu virüsler hep Çin’den çıkıyor. Kuş gribi, Sars virüsü gibi. Virüsün yayılma endişesi öldürücü etsisinin fazlalığı, kontrol edilmesinin güçlüğü, insandan insana bulaşma özelliğinin olması, dünyayı bir anda paniğe sevk etti. Çin’de hayat adeta dururken koca koca milyonluk şehirler dünyaya kapatılıp karantinaya alındı. İnsanlarda panik havası durumu daha da vahimleştirdi. Global dünyanın ticaretle ön plana çıkan ülkeleri tedbirlerle Corona’nın ülkelerine sirayetini engellemeye çalıştılar. İlk yapılan hava yolları şirketlerinin virüsün ortaya çıktığı ülkelere uçuşların durdurulması, gelen yolcularda hastalık olup olmadığı, ateş ölçer termal cihazlarla kontrol edilmeye oldu. Ancak bu tür virüslerin yayılma hızı çok hızlı olduğundan bu tedbirlere rağmen Corona vakaları Kanada, Almanya, Fransa, ABD gibi bazı ülkelerde görüldü.

Bu görülme dolayısıyla para piyasalarında borsalarda, etkisini anında gösterdi. Özellikle Asya borsaları adeta çöktü. Borsa endeks tahtaları hep kırmızıyı gösteriyordu, yani düşüşü. Çin ise bu işten nasibi en çok alan ülke oldu. Borsasındaki düşüşü önlemeni tek yolu olarak işlemleri durdurmak seansları kapatmak oldu. Tabii virüsün yayılma tehlikesi sadece Çin’i değil özellikle Asya borsalarında sert düşüşlere sebep oldu, Honkong, Japon, Kore, Hindistan, Pakistan, Şanghay, Vietnam borsaları da aynı düşüşten payını aldı. Asya borsalarında bu panik satışları dolayısıyla dünyayı da etkisin altına aldı.

ABD borsaları, AB borsaları, Ortadoğu borsaları, Afrika ve Rusya dâhil bu düşüşten paylarını aldılar. Türkiye borsaları daha ziyade yükseliş trendinde olduğu ve de para baronlarının elinde oldukça hisse senedi olduğu için tahtaların altında durarak bu düşüşten, BİST endeksinin sınırlı olarak etkilenmesini sağladılar.

Ticaret hayatı durur

Ancak düşüşler yine de yüzde beşlere kadar vardı. Bu düşüşlerde Elazığ’daki depremin de sınırlı bir etkisi vardı. Borsalarda en büyük darbeyi hava yolları şirketleri ithalat ve de ihracata dayılı teknoloji şirketleri yedi. İlaç şirketleri ise kısmi yükselişler yaşarken hastalık yayılır ilaç satışları artar beklentisi ile çoğu da bu düşüşlerden etkilenmedi. Piyasa uzmanları, küçük yatırımcıların bu sert düşüşlere karşısında sakin olmaları ellerinde hisse senedi olmayanların güvenli liman olarak adlandırılan altına, gümüşe, tahvile ve de mevduata yönelmelerinin varlıkları korumak için geçerli bir yol olabileceğini söylüyorlar. Özetle dostlar, Çin’den çıkan ŞÜPHELİ(!) Korona virüsü, borsaları, para piyasalarını kırdı geçirdi. Etkisinin ne kadar süreceği de belli değil. Piyasalara yayılma durumunda Çin’de dış ticaret hayatı durur. Bunun Çin’e 500 milyar dolarlık bir zarar verebileceği söyleniyor. Tabi bu Çin ile de sınırlı kalmaz. İthalat ve ihracat kalemleri dünyada etkilenir ki etkilenmeye başladı bile. Özetle sakin kalmakta, borsada karda ise hisse senedini satmakta, zararda ise kredili olmamak kaydı ile beklemekte yarar var.