Seçim şartlarından hiç çık-a-mıyoruz. Sebebi belli, Türkiye’nin yeni sistemle birlikte şer erişime kapanması, atılacak adımların zafiyete uğramadan yapılması emperyalistleri yeni çözümler bulmaya yöneltiyor. Buna Biden’in “Erdoğan’ı demokratik yollarla indireceğiz.

Türk muhalefetine yardım edeceğiz” demesini eklersek, Döviz, Boğaziçi olayları, aşı karşıtlığını isyana taşıma seferberliği, EYT gibi toplumun hassas olduğu konular neden sürekli kaşınıyor anlarız. Ekim ayında “yalan üretim merkezleri” ile ilgili yasa meclise sunulacak.

Anket firmaları, sosyal medya, medya başta olmak üzere umarız ki yalan azalır. Milletin oy verdiği milyonluk partiler o yalan haberleri ete kemiğe büründürünce vahameti daha da artıyor. O bakımdan kara propaganda ile millet-devlet hayatını karartma etki ajanlarına ceza şart.

Bilhassa aşı konusunda bazı proflar, köşe yazarları öyle twitler atıyor ki insanın aklı durur. Mesela diyor ki “aşı olanlar süper taşıyıcı olabiliyor.” Vietnam’da yapılan araştırmanın uzantısını da vermiş. Akıllı tabii bizim millet o uzantıyı açıp okumaz ki. Adam prof olmuş. Yalan söyleyecek hali yok. Yalan söylemiyor bazıları ama algı yapıyor, aradan çekmiş almış.

Vietnam’daki o araştırma altmış küsurluk sağlık çalışanına uygulanmış. Aşılılarmış ama virüs tespiti yapılmış..Ölüm yok..Mesafeye dikkat, çekilmiş gibi argümanlar var. Aşı ölümsüzlük iksiri değil ki. Aşını ol Kovit yoğun bakımında maskesiz dolaş, süper güçlerle donatıldın, zırh sağlam denmiyor ki. Uyacak mı bilmiyorum ama kıyamete yakın çıkacak deccal kelimesi eğer çoğul ise içine medya girer, bu tür virüsler girer.

Son din İslam ve onun şanlı ordusu Türklere karşı savaşanlar girer. Dünya, en basit gribe çare bulmak yerine ilerleme altında insanlığı nasıl köleleştirip, sömürürüz hesabını yapıyor. İlerlemiyor, tükeniyoruz aslında. DSÖ, Koronavirüsü sadece aşı ile yenemeyiz dedi. DSÖ güvenirliği yitmiş gibi görünse de bu söz doğru.

Aşını tam olup, virüse bulaşacağı ortam bırakmayıp, hijyen ve mesafeyi Dünya olarak korumak zorundayız. Tüm Dünya toplumsal bağışıklık iklimine girmeden ya da virüs olur ya birden kendini yok etmeden bu illetten çıkış yok.

KORONAVİRÜS KANSERİ TAKLİT ETMİŞ

Yeni bir gelişme, vatandaşın birisi rahatsızlanıyor gerekli tahliller yapılıyor, akciğerinde kitle tespit edilip ameliyat için gün veriliyor. Öncesinde de prosedür gereği Kovit testi yapılıyor, pozitif çıkınca önce onun tedavisi için ameliyat erteleniyor. Sonra tekrar çekimler yapılıyor, bir bakılıyor ki kitle yok.

Doktor “başka örneği yok, Koronavirüs kanseri taklit etmiş” diyor. Korkunç bir şey. Allah muhafaza bu katil, inşallah kanser tetikleyicisi çıkmaz. Gelinen noktada aşırı karartma, yanlış bilgi, komplo teorileri var. Başından beri bu virüsün üretilmiş olabileceğini, aynı anda Çin örneğinde olduğu gibi aşısının da bulunmuş olabileceğini, hem ekonomik hem de Dünyayı baskı aracı olarak kullanılabilme ihtimalini, aşısını tam atılmış biri olarak hiç yadsımıyorum.

Aşı karşıtlarına zaman zaman duyduğum kızgınlık, araştırmadan, muhtemel küresel şirketlere karşıymış gibi duranların da fonlanmış olma, ucuz kahramanlıkla göz doldurma, daha da önemlisi 2023 seçiminin hedef alındığını göz ardı etmeleri. Şüpheleneceksek toptan şüphe duyalım. Ama devleti hedef alanların eline koz vermeyelim. Vereceksek bir canımız var, saati geldiğinde zaten uçup gidecek.

Uzun süredir bu tür haberleri Prof, dr. Titri ardından topluma boca edenlerin haberlerini didikliyorum. Algı çıkıyor karşıma.

Beklentim “Yalanla Mücadele Kanunu” şeytanlığa tam çare olamasa da, vatandaşlarımızı umalım ki biraz düşünmeye sevk etsin.