Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, "Salgını daha en baştan bu yana oldukça iyi bir performansla yöneten bir ülkeyiz. Ve kanaatime göre, bu rakamları daha doğrusu bu kayıpları hak etmiyoruz" iddiasında bulundu.

Müftüoğlu, bugünkü Hürriyet'teki yazısında şu ifadeleri kullandı:

Omikron varyantının önceki varyantlara oranla daha hızlı bulaşan ama beklenenden daha hafif bir enfeksiyona yol açan iki özelliği genel kabul gören bir görüştür. Bu görüş yanlış da değildir. Ama ne var ki bu yeni varyantın oluşturduğu hastalığın “grip gibi hafif” geçeceği görüşü ise en azından hepimiz için doğru değildir. Evet, gençlerin çoğunda ve aşılarını düzenli olarak yaptırıp hatırlatma dozlarını ihmal etmeyenlerde hastalığa yakalananların çoğu sadece evlerinde istirahat ederek iyileşebilme şansı yakalıyorlar. Ne var ki aynı şansın söz konusu olmadığı iki önemli durum var.

BİR: 65 yaş üstü, genel durumu bozuk, bağışıklık sistemi baskılı çoklu organ hastalığı olanlar.

İKİ: Hatırlatma dozunu ihmal edip yaptırmayanlar.

Son 3 aydır hep gündemde olan “COVID-19’a bağlı ölüm rakamlarındaki yüksekliğin” temel nedeni de zaten bu iki önemli noktanın -maalesef- ıskalanmış olmasıdır. Zira COVID-19 nedeniyle kaybettiklerimizin yüzde 90’ından fazlasını bu iki grupta yer alan vakalar oluşturmaktadır. Peki, bu rakamlar düşürülemez mi? Düşürülür! Kanaatime göre, sadece 65 yaş üstü nüfusun tamamına mümkün olduğu kadar süratli bir aşılama kampanyasıyla hatırlatma dozlarının yapılması halinde ve bu kampanyada ölü virüs aşıları yerine mRNA aşılarının tercih edilmesi durumunda kayıplarımız ciddi ölçüde azalacaktır. Vaka ve ölüm oranları en yüksek ülkelerden biri olarak bu alternatifin Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanımız tarafından da değerlendirme sürecinde olduğunu tahmin ediyorum.
 

Editör: Haber Merkezi