Yapılan aşı çalışmaları ve mutasyona uğrayan virüsün belirtileri ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Oğuz Özyaral, “Virüs, bir kişinin vücuduna girdiği anda bir hücrenin içinde gelişimini tamamlayıp, mutasyona uğrar. Protein yapısı dediğimiz yapıdaki bu mutasyonlar, bulunan aşı üzerinde olumsuz etki yaratmayacaktır. Zaten bizim, aşının başarısından beklentimiz yüzde 70 oranında. Bu başarı da bu dönem için, yeterli olacaktır” dedi.

"Virüsle mücadelede bağışıklık sisteminin güçlü olması gerektiğine dikkat çeken Türk bilim insanı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, “Mutasyonla gelen virüs için yapılacak tek şeyin korunma olduğu biliniyor ama bir ucunda da beslenme duruyor. Doğal beslenmeyi tavsiye ediyoruz. Mevsimin meyve ve sebzelerini lifli tüketmeye, tencere yemekleri yemeye gayret gösterilmeli. Mevsim meyveleriyle şeker katmadan komposto yapıp içilebilir. Ama şeker koyulmaması çok önemli bir konu çünkü bu virüs şekeri çok seviyor. Şeker hastalarında da büyük bir problem var. Neden komposto öneriyoruz? Çünkü gıdalar piştikçe içindeki fitokimyasallar, sıvı kısmına geçerler ve vücuda daha büyük fayda sağlarlar" dedi.

Prof. Dr. Oğuz Özyaral "Biber, domates közlendiğinde de daha çok likopen alınır. Bu büyük bir C vitaminidir. Brokoli, lahana, kereviz gibi biraz kök sebzeler biraz gövde sebzeler lif oranı çok güçlü besinlerdir. Bağırsaklarımızın, mutlak suretle, lif doygunu olması lazım. Bağırsakların boşalması, başka enfeksiyon odakları demek. Başka enfeksiyon odakları da bağışıklığın düşmesi demek” diyerek bu dönemde kaliteli beslenmek gerektiğini vurguladı.

Çocukların beslenmesi konusunda aileleri uyaran Prof. Dr. Özyaral sözlerine şöyle devam etti:
“Çocukların da beslenme şekli önemli. Sabah kahvaltısı bilinçli yapılmalı. Çocuklara mutlaka pekmez ve bal yedirilmeli. Yumurtanın katı değil, içindeki besin değerinin alınabilmesi için kayısı kıvamında olması gerekir. Mümkünse omlet şeklinde tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Süt ve süt ürünlerinden imtina edilebilir ancak yoğurt, kefir ve peynir yenebilir.”

Editör: Haber Merkezi