Türkiye, koronavirüste Rus aşısı Sputnik V'yi de devreye sokuyor. Peki teknolojisi farklı olan Sputnik V güvenilir mi? 

Koronavirüsle mücadelede en etkili silah olan aşıda sıkıntı var. Bu sadece bizde değil, tüm dünyada yaşanıyor. Türkiye şimdi Rus aşısı olan Sputnik V'yi devreye sokuyor.

Peki teknolojisi farklı olan bu aşı güvenilir mi? Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet'teki bugünkü yazısında Sputnik V ile ilgili tüm gerçekleri açık açık yazdı. 

"Çinli aşı üreticisi Sinopharm söz verdiği miktarda Sinovac aşısını bize zamanında teslim edemeyince son anda Rusya üretimi Sputnik V adeta bir “Hızır!” gibi devreye giriverdi. İşte bu nedenle bugün sizi halen kullandığımız aşılardan, Sinovac ve BioNTech’ten çok daha farklı teknolojilerle üretilen Sputnik V hakkında bilgilendirmeye karar verdik" diyen Müftüoğlu'nun yazısından öne çıkan bölümler şöyle:

- Sputnik V bir “vektör” aşısı. Gövdesini soğuk algınlığı (nezle) virüslerinden biri olan “adenovirüs”ler oluşturuyor. Bu nedenle de aşı bir tür “vektör adenovirus aşısı” olarak da tanımlanıyor. Aşının yapımında 2 farklı adenovirüs kullanılıyor. İlk dozunda taşıyıcı olarak adenovirüs 26, ikinci dozunda ise adenovirüs 5 var. Taşıyıcı (vektör) olarak iki ayrı adenovirüsün kullanımının nedeni aşının etkinliğini arttırmak, gücüne güç katmak. Her iki dozda da kullanılan adenovirüslere ek olarak yeni koronavirüse karşı bağışıklık geliştirmemize yardımcı olabilecek “antijenik yapılar” da ekleniyor. Yani bu aşıyı “gövdesi ölü adenovirüslerden, yelkeni ise koronavirüse karşı bağışıklığı sağlayan koronavirüs antijenlerinden oluşan bir yelkenliye” benzetebiliriz.

- Sputnik V üretilirken kullanılan taşıyıcı adenovirüslerin 2 temel geni, “E1 ve E3 genleri” özel yöntemlerle etkisiz hale getirilip temizleniyor. Bu temizlik işi, özellikle E1 geninin temizlenme meselesi çok ama çok önemli bir ayrıntı. Zira E1 geni virüsün çoğalmasını kontrol eden bir gen. Eğer o geni tamamiyle silip ortadan kaldıramazsanız aşıyla birlikte bedeninize giren adenovirüs sizde de çoğalma fırsatı bulabiliyor. Eğer E1 geni tümüyle silinebilirse taşıyıcı adenovirüs vücutta asla çoğalamıyor, sadece “taşıyıcılık görevini/vektör” yerine getirebiliyor. E3 genine gelince... E3 genini silmek de mühim bir nokta. Bu geni yok ettiğinizde taşıyıcı vektör adenovirüsün bağışıklık sisteminiz ile iletişime geçmesi daha da kolaylaşıyor ve dolayısıyla aşının etkinliği maksimuma çıkıyor.

- “Vektör aşı teknolojisi” bilinen bir teknoloji. Yöntem, Oxford/AstraZeneca ve Johson&Johnson tarafından da kullanıldı. Bu aşılarda üretim maliyetleri çok daha ucuz. Ayrıca çok düşük ısılarda depolama mecburiyetiniz olmadığı için vektör aşıları lojistik açısından da çok avantajlı aşılar.

- Sputnik V’nin üretiminde kullanılan adenovirüsler, koronavirüsün hücrelerimize girmek için kullandığı Spike proteinlerinin genetik kodu ile yüklenmiş durumda bedene veriliyor. Aşılanan kişinin bedeni bu Spike protein kodlarını tanıyarak B lenfositleriyle antikor, T lenfositleriyle de hücresel bir bağışıklık geliştiriyor. Sputnik V’de ilk ve ikinci dozlar için iki farklı adenovirüsün kullanılması oldukça önemli bir ayrıntı. İlk dozda kullanılan adenovirüs 26, ikinci dozda kullanılan ise adenovirüs 5 tipi. Üretici firma 2 farklı vektör kullanarak aşının etkinliğini daha da arttırmayı hedeflemiş. Ve anlaşılan o ki başarılı da olmuş. Tek vektör kullanılan iki aşıdan AstraZeneca’nın etkinliği yüzde 76, Johnson&Johnson’ın etkinliği ise yüzde 85’ler düzeyinde. Sputnik V’de ise bu oranın yüzde 90’ları geçtiği belirtiliyor. Ama şu notu da düşelim: Mevcut verilerle Sputnik V’nin etkinliğini kesin olarak saptamak şimdilik bize göre de bir hayli güç.

- Bugüne kadar kullanıma sunulan aşıların tümü için bazı şüphe ve riskler muhakkak ki var. Sputnik V’yi üreten firma ise bugüne kadar -diğer aşılarda olduğu gibi- yorgunluk, baş ağrısı, nezle, grip benzeri belirtiler, aşı yerinde cilt tahrişi ve ağrı dışında ciddi bir yan etkinin görülmediğini iddia ediyor. Ama ne Avrupa aşı otoritesi EMA, ne de Amerika aşı otoritesi FDA bu verilerin de yeterli olduğunu henüz onaylamış değil.

- Sputnik Vı bugüne kadar Hindistan, İran, Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Meksika, Gana, Sri Lanka dahil 60’a yakın ülkede kullanıldı, kullanılmaya da devam ediliyor. Avrupa’ya gelince... Avrupa aşı otoritesi EMA onaylamamış olsa da Macaristan ve Slovakya da aşıya “acil kullanım onayı”nı çoktan vermiş durumda. Macaristan şu anda da aktif bir biçimde kullanmayı sürdürüyor. Aşıyı üreten Rusya’ya gelince... Rusya’da bugüne kadar yaklaşık 17 milyon kişiye bu aşı uygulandı. Çift doz aşı uygulanan kişilerin sayısı ise henüz 6.5 milyon civarında.

- Rusya aşıda ulaştığı bu başarılı sonucu Sputnik V’nin sonundaki V’yi “victory/zafer” sözcüğü ile tanımlayarak başarısından gurur duyuyor ama aşıya karşı çekincesi süren bazı ülkelerin olduğunu da bilmemizde fayda var. Mesela Slovakya bunlardan biri. Slovakya sağlık otoritesi ülkelerine gelen Sputnik V aşısının yapısını güvenli bulmayarak Rusya’ya iade etme kararı aldı. Çekya sağlık otoritesi de kendilerine gönderilen aşı dokümanlarını yetersiz bulup uygulamayı durdurdu. Sputnik V’ye son itiraz ise Brezilya’dan geldi. Brezilya sağlık otoritesi aşıdaki “E1 geninin yeterince silinmediğini” ileri sürerek aşıyı uygulamama kararı aldı.

-  İthal edilen veya ülkemizde üretilen Sputnik V aşıları da çok ciddi bir güvenlik denetiminden geçirilecek. Aşıya “geçici ve hızlı bir onay” verilmiş olsa da gelen her parti aşı için tek tek güvenlik incelemeleri yapılacak. Ve bilelim ki bu incelemeler sadece COVID-19 aşıları için söz konusu değil. Hemen her aşı için zaten bu incelemeler dikkatle yapılıyor. Herhangi bir sorundan kuşkulanıldığında ise o aşı kullanıma sokulmuyor.

Editör: Haber Merkezi