Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası corona virüsü salgını nedeniyle yaşanan yeni can kaybını ve hasta sayısını açıkladı. Bugün yapılan 115 bin 328 testle birlikte toplam test sayısı 11 milyon 961 bin 670 oldu.

Son 24 saatte bin 671 yeni hasta tespit edilirken toplam hasta sayısı 340 bin 450’ye çıktı. 57 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle beraber can kaybı 9 bin 14’e yükseldi.

Toplam iyileşen hasta sayısı bin 396 artarak 298 bin 368’e ulaştı. Öte yandan ağır hasta sayısının bin 418, hastalardaki zatürre oranının da yüzde 5.9 olduğu açıklandı.

Verilere göre Türkiye genelinde yatak doluluk oranı yüzde 48.7, erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 65.4 ve ventilatör doluluk oranı yüzde 32.7 olarak duyuruldu.

Bilim Kurulu toplantısı sonrası açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul’da son bir ayda vaka sayılarında yüzde 50 artış olduğunu açıkladı. Vaka sayılarında Ankara’da yüzde 60 ve İzmir’de yüzde 50 azalış yaşandığını belirten Bakan Koca, “Ankara’da son zamanda azalış yüzde 60 oranında. Ancak son 3 günde yüzde 4 oranında bir artış görüyoruz” ifadesini kullandı.

Yaklaşık 10 aydır bütün dünyada ana gündemi pandeminin oluşturduğuna ve Kovid-19 hakkında artık çok fazla bilgiye sahip olunduğuna işaret eden Koca, "Genel olarak yaşantımız ise dünya ölçeğinde etkili bu salgından giderek daha az zarar görüyor." ifadesini kullandı.

Salgının maske, mesafe ve temizlik tedbirlerine uyuldukça gerilediğinin, bu tedbirlerden vazgeçildikçe tırmanışa geçtiğinin hem Türkiye hem de dünyada görüldüğüne dikkati çeken Koca, "Maskenin koruyuculuk özelliği konusunda yeni veriler ortaya çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü iki gün önce, 12 Ekim'de grip güncelleme raporunu yayımladı. Bu raporda grip mevsimini yaşamış olan güney yarım kürede Avustralya, Yeni Zelanda, Orta ve Güney Amerika gibi yerlerde bu yıl bu enfeksiyonun çok seyrek görüldüğü bildirilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, grip vakalarının azalması sonucunu maske, sosyal mesafe ve el hijyenine bağlamaktadır. Yapılan bazı araştırmalar koronavirüs tedbirlerinin grip ve benzeri bazı enfeksiyonları yüzde 35 civarında, diğer bazı araştırmalarsa en az yarı yarıya azalttığını ortaya koymakta." bilgisini paylaştı. 

Bakan Koca, "Ekim ayındayız, gribin en yaygın olduğu günlere girdik. Koronavirüse karşı alacağımız tedbirler bizi gripten de koruyacak. Tedbirlere uyarsak iki hastalıktan birden korunmuş olacağız. İki ayrı virüse karşı tedbir aynıdır." uyarısında bulundu. 

Gribin ölüme yol açabilen bir hastalık olduğuna, özellikle kronik karaciğer, kronik akciğer, kalp, hipertansiyon, diyabet gibi hastalığı olan, vücut direnci düşük kişilerin gribal enfeksiyonlar sonucu hayatını kaybedebildiğine dikkati çeken Koca, koronavirüs tedbirlerine uyarak bu hastalığa karşı da ciddi bir başarı elde edilebileceğini vurguladı. 

Koca, DSÖ'nün Türkiye hakkında yayımladığı rapora değinerek, bu raporun bütün Avrupa ülkeleri içinde bir ilk olma özelliğine sahip olduğunu, Türkiye'nin pandemiye karşı elde ettiği başarının raporda kapsamlı bir şekilde ele alındığını anlattı. 

Raporda Türkiye'nin en zengin ülkeler arasında olmamasına rağmen salgınla mücadelede en cömert davranan ülkelerden biri olduğunun vurgulandığını belirten Koca, Türkiye'nin temaslı taraması ile vaka tespiti, izolasyonla riski kontrol altına almaya yönelik stratejisi, erken tanı ve tedaviye dayalı klinik uygulamalarına raporda vurgu yapıldığını ifade etti. 

Koca, Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nda da Türkiye'de mart ayında başlayan Kovid-19 pandemisi çerçevesinde Sağlık Bakanlığının halk sağlığını koruyucu ve sağlık kuruluşları ile sağlık personeli üzerindeki yükün artmasını önleyici tedbirleri vakit kaybetmeden uygulamaya geçirdiğinin aktarıldığına dikkati çekti. 

Raporda, "Türkiye'nin sağlık sistemi Kovid-19 pandemisinin gereklerini sağlayabilecek güçtedir. Sosyal güvencelerine bakılmaksızın herkese ücretsiz test ve tedavi imkanı sağlamıştır. Türkiye krizin erken döneminden itibaren Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkeziyle iş birliği içinde çalışmaktadır." ifadelerinin yer aldığını belirten Koca, bu hususların Türkiye'nin küresel salgına karşı savaşını küresel standartlarda verdiğini gösterdiğini vurguladı. 

Bakan Koca, bu standartların Türkiye'nin başarısının sadece bir kısmını değerlendirmeye dönük olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Temmuz ayından itibaren normalleşme dönemine geçtik, sınırlamalar kalktı, ülkeler arasında gidiş ve gelişler ülkelerin koyduğu günlük vaka sayılarının belli düzeyin altında olması şartıyla başladı. Bu yeni dönemin gereklerine uygun olarak kesitsel taramalar adını verdiğimiz virüs taramalarına başladık. Bu taramaları havaalanlarında yurt dışına gidenlere, cezaevlerinde bulunanlara, organize sanayi bölgesi çalışanlarına, asker, sporcu ve benzer diğer gruplara yapıyoruz. Bir örnek vermek isterim; bugüne kadar hava yoluyla yurt dışına gidenlere yaptığımız test sayısı 490 bin 480'dir. Bu taramalarda 1226 kişide test pozitif çıkmıştır. 

Bir diğer konumuz ise saha taramasıdır. Daha önce enfeksiyonun yaygınlığı ve bağışıklık durumunu ölçmek için 153 bin kişiyi kapsayan bir saha taraması yapmış, sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşmıştık. 15 Ekim'de bu saha taramasını tekrarlıyoruz. Toplumun tamamını yansıtacak büyüklükte bir örneklem üzerinde çalışma yapıyoruz. Hem semptomsuz yani belirtisiz olduğu halde testi pozitif çıkan taşıyıcı vakaları hem de antikor testleriyle daha önce virüs kendisine bulaştığı halde bunu fark etmemiş fakat sonuçta bağışıklık geliştirmiş kişileri tespit etmiş olacağız. Bu çalışma bize toplumun tamamı hakkında fikir verecektir." 

Sağlık Bakanı Koca, bazı törenler ve toplu etkinliklerin yapıldığı ayların geride bırakıldığına dikkati çekerek, "Kapalı alanlar çok daha büyük önem kazandı. Aynı ortamda çalışan kişilerin karşılıklı güvence varmış gibi tedbir almadıklarını duyuyoruz. Bu konuda dikkatli olmalıyız. Bu dönemde virüsün yayılma mecralarına iş yerleri de eklenecek. Maske kuralından ödün verilmemelidir." diye konuştu.

Maskenin bazı bilim adamlarınca aşı benzeri bir koruyucu olarak kabul edildiğine dikkati çeken Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aşı konusundaki gelişmeler salgına karşı tam bir güvence olarak görülmemelidir. Koronavirüs bulaştığı kişide iki veya üç hafta sonra iz bırakmayacağı hatta fark edilemeyeceği gibi bu süre hayatının en çetin günleri de olabilir. Aşı konusundaki gelişmeler ise çok yol alınmış olmasına rağmen böyle kısa günlerle ifade edilemez. En önemlisi aşı yaygın olarak yapılabileceği güne kadar kendini virüsten koruyabilenler için bir çare olacaktır. Aşı kendisini virüsten koruyamayanlar için çare değildir. 

Salgında baştan çok sıkı tutulan tedbirler yorgunluk sebebiyle gevşiyor. Virüsün yol açtığı hastalık ve tedavisi hakkında çok daha fazla bilgi sahibi olmakla birlikte risk giderek geniş bir tabana yayılıyor. Testi pozitif çıkanların ve bunların temaslılarının izolasyon kuralına uyması şarttır. Bakanlık olarak gerekli önlemleri alıyoruz. Öte yandan belirgin semptomu olan kişilerin sağlık kuruluşlarına bir an önce başvurmalarını istiyoruz. Ağır hastalar bunlar arasından çıkıyor. İzlediğimiz strateji, tedbir ve korunma, tanı ve izolasyon, erken tedavi ile normal yaşama dönüştür." 

Her birey için Risk Yönetimi Rehberi oluşturulduğunu belirten Koca, pozitif vakaların hatta onların risk taşıyan temaslılarının Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasına kayıtlı olduğunu dile getirdi.

Girip çıkılacak yerlerin risk durumunun HES uygulamasıyla öğrenilebileceğini ifade eden Koca, HES'in, koronavirüs konusunda güncel tüm verileri içeren bir harita olduğunu söyledi.

Kendilerinin sahada her türlü tedbiri alarak şüphelilere ulaşmak için seferberlik halinde olduklarına dikkati çeken Koca, herkesin HES uygulamasından yararlanmasını istedi.

Bakan Koca, salgınların, yayılım odaklarına karşı yerinden müdahaleleri gerektirdiğini vurgulayarak şöyle devam etti:

"Bu sebeple son 6 haftadır ülkenin bazı bölgelerine ziyaretlerde bulunduk. Vakaların artış gösterdiği bölgelerde sebepleri ortaya çıkararak ek tedbirler aldık. Son 1 hafta içinde İstanbul, Bursa, Denizli, Kahramanmaraş'ın da içinde olduğu bazı illerimizde artışlar olmuştur. Geçtiğimiz pazartesi günü yüz yüze eğitimde planlanan ikinci aşama uygulamaya kondu. Salgında başarı kazandıkça hayatın her alanında sırayla eski düzene kavuşacağımız aşamaya yaklaşıyoruz. Hem DSÖ hem Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nun da övgüyle bahsettiği salgınla mücadele stratejimizle bu işin üstesinden alnımızın akıyla geleceğiz, şüpheniz olmasın. Sizden istediğimiz biraz daha sabır ve sebattır. Bilhassa da girdiğimiz aylarda tedbirlere harfiyen uymaktır."

Türkiye'nin katettiği yolu, salgının sıfır noktasında oluşturulan Bilim Kurulu'nun rehberliğinde aldığına işaret eden Koca, "Hayatlarını bilime ve kendilerini insanlığı ileriye götürecek bilgiyi üretmeye adamış kişilerden oluşan bu kurul, bizim en büyük gücümüzdür. Hocalarımıza her toplantımızda sizler adına tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Onlar ve tüm bilim insanları ulusumuzun gururudur." diye konuştu.

Fahrettin Koca, çalışmalarını kamuoyu önünde sürdürmeyen, tek hedefleri aşıya kilitlenmek olan bir kurulun daha olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi:

"Temmuz ayında oluşmaya başlayan Yerli Aşı Ortak Çalışma Grubu hakkında biraz daha yol alınmasını bekleyerek size detaylı bilgi vermedim. Bugün bu aşamaya geldiğimize inanıyorum. Aşı Ortak Çalışma Grubu'nda, diğer bilim insanımızın yanı sıra aşı çalışmalarını doğrudan yürüten uzmanlar da bulunmaktadır. Türkiye'nin aşı çalışmaları bu bilim insanlarına bağlı 600 kişilik bir ekip tarafından sürdürülmektedir. Ortak çalışma grubumuz şu anda 4 farklı aşı üzerinde çalışmaktadır. Bunun dışında şu anki sonuca aynı derecede yaklaşmamış olsa da başka çalışmalar da vardır. Aşı çalışmalarını yürüten ekiplerimiz sonuca en kısa zamanda ulaşmak için rekabet içinde, birbirinin başarısı içinse dayanışma içindedirler. Şu an aşılardan 2'si insan deneyleri aşamasına yakındır. Kovid-19 aşı çalışmaları, Sağlık Bakanlığımızın himayesi altındadır. Bakanlığımız bağlı TÜSEB ile bilimsel ve teknolojik araştırmalarda ülkece gurur duyduğumuz TÜBİTAK, bu çalışmaların öne çıkan aktörleri arasındadır."

Bulaşıcı hastalıkların geçmişine bakıldığında, aşılarının kolay bulunmadığının görüldüğü bilgisini veren Koca, kızamıkçık aşısının 7, boğmaca aşısının 8, çocuk felci aşısının 20, grip aşısının 14, tüberküloz aşısının 21 yılda geliştirildiğini ifade etti.

Bilimsel bilginin üzerine o tarihlere kıyasla kat kat bilgi eklendiğini dile getiren Koca, teknolojinin ise mukayese edilmeyecek derecede ilerlediğini anlattı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şunları kaydetti:

"Salgının başlangıcında aşı için öngörülerin zaman en az 12 ortalama 18 aydı. Salgın bir yılını doldurmaya yaklaşırken gerçekten önemli gelişmeler ortaya kondu. Çin, Rusya, İngiltere ve başka bazı ülkeler, aşı çalışmalarında insan üzerinde deneylere geçtiklerini bildirdiler. Fakat bunların hiçbiri, örneğin satın almak istemeniz halinde size her şeyiyle sonuçlanmış bir aşı için taahhütte bulunamamaktadırlar. Bilim, şu an için umut olmayı kabul etmekte kesin vaadi erken görmektedir. Aşı konusunda dünyadaki durum budur ve umut çok yüksek olmakla temkini ve tedbiri elden bırakmamak gerekmektedir. Türkiye'deki aşı çalışmalarıyla diğer bazı ülkelerdeki çalışmalar arasındaki fark, hayvan deneylerinden insan üzerinde yapılacak deneylere geçiş nispetinde bir farktır. Sonuca daha yakın görünen 2 aşı adayımızın da hayvan deneyleri başarıyla tamamlanmış, sıra gönüllüler üzerinde yapılacak deneylere gelmiştir.

Bu gelişmeleri size sıcağı sıcağına bildireceğim. Aşı, bu salgına karşı insanlığın bir zaferi olacaktır. Bu zaferi elde edecekler arasında sizin konuştuğunuz dili konuşan, sizin okuduğunuz okullardan yetişen bilim insanlarının yer alacağından kuşkunuz olmanız. Kuşku duyan varsa bilsin, dünyada zeka ülkelere göre dağıtılmıyor. Bilim, imkan ve adanma işidir. Türkiye, aşının gerekliliği tüm teknolojik imkanları bilim insanlarına sunmuş durumdadır. Bilim insanlarımız da bu konuyu hayatlarının temel meselesi haline getirmiştir. Salgınla mücadelede rotamızı çizen bilimsel akıl, koronavirüse karşı beklenen nihai çözümü de önümüze koyacaktır. Sizlerden bilim insanlarımıza inanmanızı, önerdikleri tedbirlere, maske, mesafe ve temizlik kuralına uymanızı, salgınla savaşı sağduyu içinde yılgınlık göstermeden sürdürmenizi istirham ediyorum. Aşı tüm denemelerden başarıyla geçip üretiline kadar elimizdeki güç tedbirdir."