Hastaların başında 24 saat  nöbet tutuyorlar. En büyük riski onlar taşıyorlar. Bu yoğun günlerde Türk yoğun bakım hemşiresi duygularını  bir yazıyla paylaştı ve şunları söyledi:

"Yoğun bakım hemşireliğinde 6. Yılım dün tuttuğum 24 saatlik nöbetim kadar kötü bir çalışma hayatım olmadı. Korkuyorum bana bulaşmasından değil, taşıyıcı olmaktan korkuyorum. Annemin, babamın, babanemin, dedemin benim baktığım hastalar gibi olmasından korkuyorum. Sevdiklerime zarar gelmesinden korkuyorum. Birilerinin hayatlarına dokunuyorum ama o dokunduklarım benim hayatıma dokunmasın korkuyorum. Buralar da herkes herşeyi dalgaya alıp paylaşımlarda bulunuyor. Ne kadar ciddi bir durum içindeyiz" dedi 

Hemşire devamında şunları söyledi ;

"Ben dün gece ki 24 saatimde çok net anladım. Hastalar var ölmemek için direnen. Solunum cihazına bağlı yada oksijen açlığı çekiyor ama yinede yakınlarına haber vermeye çalışan hastalar var. Sonra bi de onların bi kaç eşyası var. Ama kimseleri yok. Çok acı. Bu hastalık sizi yapayalnız bırakıyor çok acı ! Ben kendim de yapayalnızım. Evimin içinde, hastanede kendimi nasıl izole edebilirim diye düşünüp kenara çekilmekten kafayı yiyebilirim, korkuyorum. Artık lütfen bi kenara bırakın tbt’yi, meydan okumayı, dalga geçmeyi ciddi bakın bu işe. Benim korkumu paylaşın. Bu hastalığa yakalandığınız da sağlık ekibinin bizim elimizden gelen yapabildiği şeyler çok sınırlı, çok kısıtlı. Lütfen korkun ve artık bişeylerin farkına varın ! Önlüklerle maskelerle, baretle çalışmak insan vücuduna zarar veren en kötü şey. Ne kadar terlettiğini vücudunuza nasıl izler bıraktığını bilemezsiniz. Ve unutmayın size bakan da bir can lütfen kendinize dikkat edin !" dedi.

Gizem Özdemir - Yoğun Bakım Hemşiresi