Türkiye'de koronavirüs nedeniyle uygulanacak olan Çin aşısıyla ilgili geri sayım sürerken, ünlü Profesör Ahmet Saltık, çarpıçı açıklamalar yaptı.

Saltık, Sözcü'den Uğur Dündar'a yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:

Ülkemiz, Çin'de geliştirilen SINOVAC isimli aşıyı şimdilik yeğlemiştir. Sağlık Bakanlığı 50 milyon doz bağlantısı yapmıştır ve 11 Aralık'ta uygulamayı başlatacaktır. Ancak Evre 3 (Faz3) raporları hiçbir aşı için henüz yayınlanmamamıştır. SINOVAC yetkilileri bu hafta içinde Evre 3 raporlarının bilim dünyasına sunulacağını açıkladı. Dikkat edilmesi gereken noktaları madde madde sıralayalım:

1 - Olumlu Evre 3 raporları yayınlanmadan hiçbir aşı uygulanmamalıdır. Sözleşmelerde bu koşul temel madde olarak mutlaka konulmalıdır. Öyle de yapılmaktadır.

2 - Aşı dış alımını Ticaret Bakanlığı doğrudan yapmalı, aracı şirket kullanılmamalıdır.

3 - Dış alımı koşullu olarak (Olumlu Evre 3 raporu) yapılan aşılardan çekilecek uygun örneklem, ülkenin Ulusal Referans Laboratuvarları'nda biyogüvenlik testlerine alınmalıdır. Kapatılmasa idi bu yüküm Refik Saydam Hıfzıssıha Merkezi'nin idi. Dolayısıyla teknik yeterlik raporu bu özerk bilim kurumundan alınacaktı. Şimdi ise bürokrasi içinde yer alan oradaki BSL - 3 düzeyindeki Viroloji Laboratuvarı'ndan biyogüvenlik raporları alınacaktır. Bu rapora dayalı olarak Sağlık Bakanlığı'nın yine özerk olmayan - bağlı bürokratik kurumu Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TITCK) aşı için uygulama lisansı verecek ve Sağlık Bakanı - Erdoğan - CB Kabinesi uygulamayı başlatacaktır. Bu adımlarda Türkiye'de özerk - bilimsel - kurumsal yapılanma eksiği ciddi sorundur ve hızla giderilmelidir parlamenter rejim ile.

4 - SINOVAC yetkilileri hafta içinde Evre 3 raporunu yayınlayacaklarını bildirdiler. Bu aşı Türkiye'de de 12.500 dolayında gönüllüde uygulanmış ve önemli sorun gözlenmemiştir. Brezilya, Endonezya, Çin'de de Evre 3 uygulamaları yapılmıştır. Hatta Çin'de 1 milyona yakın sağlık çalışanı aşı olmuştur ve erken sonuçlar olumludur.

5 - Türkiye'de de zaman kazanmak için süreç hızlandırılmıştır, çünkü salgın tüm hızıyla can almaktadır. Atılan her adımın saydam, katılımcı, kamuoyuna açık - denetlenebilir olması zorunludur. Başka türlü halkın güvenini kazanmak güçtür; üstelik iktidar şimdiye dek salgın yönetiminde çok ciddi ve süregelen hatalar yapmıştır.

6 - Aşılama hizmetleri toplum katılımı ile düzenlenmeli, önceliklenderme uluslararası bilimsel - etik kurallara uygun yürütülmelidir. Önceki gün Bilim Kurulu'nca saptanan ilkeler yerindedir.

7 - SINOVAC %90'a yakın koruyucudur. Fiyatı 30 dolar / doz olarak belirtilmiştir. Ancak Sağlık Bakanlığı dış alım bedelini açıklamalı ve ülkemizde herkese ücretsiz ulaştırmalıdır.

8 - 18 yaş altındaki çocuklara aşı uygulanmayacaktır! Kalan 70 milyon nüfusa 2-3 hafta ara ile iki doz gereklidir. İdeal koşullarda 70 milyon x %90 = 63 milyon kişi aşı ile bağışıklanmış olacaktır. Salgın halen çok şiddetlidir ve Ro değerininin 5 dolayında olduğu kestirilebilir. Dolayısıyla % 63 toplum bağışıklığı oranı bile, salgını bütünüyle ve hızla sönümlendirmeye yetmeyebilir. Bu bakımdan hedef kitlede bir kişi bile aşılanmamış kalmamalıdır. %60'ı aşkın toplum bağışıklığına yaygın aşılama ile erişebilirsek, salgının hızını epey düşürebilir, hastalanmaları ve ölümleri azaltabiliriz.

9 - Yirmi milyon dolayında 0 - 18 yaş çocuğumuz bulaşı (hastalığı, enfeksiyonu) alabilecek, taşıyıcı ve bulaştırıcı olabileceklerdir. Bu durum önemli bir kırılgan halkadır, okulların bir süre daha kapalı tutulması dahil gerekli önlemler sürdürülecektir.

10 - Akıldan çıkarılmaması gereken; aşılanma ile sorunun bitmeyeceğidir. Eldeki aşılar hastalığın bulaşmasını - yayılmasını önlemeden çok hastalananların ağır geçirmesini, komplikasyonları ve ölümleri azaltma yönündedir. SINOVAC bir ölü aşıdır ve hastalığın aşı ile bulaştırma riski yoktur. Ne denli güçlü bağışık yanıt oluşturacağı ve kalıcılığı öbür aşılarda olduğu gibi gerçekte zamanla öğrenilecektir. Açıklanan koruma oranları deneyseldir ve sınırlı nüfus kümelerine ilişkin ön verilerdir. Maske - mesafe - temizlik devam!

11 - mRNA teknolojisi ile üretilen aşılarda viral RNA'nın insan DNA'sına eklemlenebileceğine ilişkin (integrasyon) bilimsel veri yoktur. Ancak eski 70-80 derece sıcaklık gerektirmesi ciddi bir lojistik engeldir (hadkikaptır). Türkiye'nin bu bağlamda bir altyapısı yoktur.
Eldeki soğuk hava depoları -21 derece içindir ve SINOVAC bu koşullara uyumludur.

12 - Yetmiş milyon insanımıza 2 dozdan 140 milyon doz aşı 30 dolar/doz hesabıyla 4.2 milyar dolar gibi muazzam bir tutara erişmektedir. Tartışmasız biçimde halkın sağlığı seçilerek bu kaynak yaratılmalı ve herkes aşıya ücretsiz erişebilmelidir. Zamanla aşı fiyatları düşer.

13 - Aşı karşıtlarına bir çift sözümüz var: Aşılar en güvenilir tıbbi - biyolojik ürünlerdir ve uzun on yıllardır bu gerçek kanıtlanak gelinmektedir. Bilimsel olmayan savlarla insanları aşıdan soğutmak ağır bir sorumluluk hatta suçtur! Salgının denetlenmeyip sürmesi, masum insanları ölmesi - engelli kalması asla savunulamaz. Anayasa'nın 56. maddesi , herkese sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı tanımaktadır. Aşıyı bilimsel temellere dayanmadan reddetmek, öbür insanların bu hakkını çignemek demektir. Ayrıca Anayasa'nın 12. maddesi de temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılamayacağını düzenlemektedir. Uluslararası Oviedo Sözleşmesi, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi vb. pek çok uluslararası sözleşmede de aşı hakkı tanınmaktadır. Kaldı ki, Umumi Hıfzıssıhna Yasası'nın 72. maddesi de salgın koşullarında aşıların zorunlu uygulanmasına yetki sağlamaktadır.

Unutulmasın; korona salgınını aşı ile yenebiliriz.

O halde uzat kolunu Türkiye!