FETVA:  Çocuğun doğumundan itibaren beslenmesini, bakım ve temizliğini belli bir süreye kadar en iyi biçimde annesi yerine getireceğinden velayet hakkı öncelikle anneye tanınmıştır.

Annenin, şefkat merhamet ve bu işlere dönük fıtri becerisinin bulunması da bunu gerektirmektedir. (İbn. Hazim)

Bir kadın, Hazreti Peygambere gelerek sav ''Ey Allah'ın Resulü! Şu benim oğlumdur. Karnım ona yuva, göğsüm pınar, kucağımda sıcak bir kundak oldu. Şimdi ise babası beni boşadı ve çocuğu benden çekip almak istiyor.'' biçimde şikayette bulununca Resulü Ekrem sav ''Başkası ile evlenmediğin sürece onun üzerinde önce sen hak sahibisin'' buyurmuştur. (Ahmed İbn. Hanbel)

Hz. Ebu Bekir De ra bir babaya ''annesinin okşaması, kucağına alması ve kokusu, çocuk açısından senin yanında olmasından daha hayırlıdır.

Sonra çocuk büyüyünce seçimini yapar'' buyurmuştur. (Abdurrezzak Müsaffef) 

Çocuğun bakım ve terbiyesi sorumluluğu kendisine verilen kişinin akıllı, ergin, bu işi yapacak güçte ve çocuğu hayat, sağlık ve ahlaki bakımdan koruma konusunda güvenilir olması gerekir. Hem kadın ve erkekte aranan bu ortak nitelikler yanında sadece kadında ve sadece erkekte aranan başka şartlarda vardır. Erkeğin müslüman olması, bakacağı çocuk kız ise ona mahrem olması; kadının çocuğa yabancı yani mahrem olmayan biriyle evli olması bu tür özel şartlardandır. (Şevkani)

Çocuğun bakımı ve yetiştirilmesinin hadane süresi çocuğun buna olan ihtiyacı ile orantılıdır. Hukukçular bunu, çocuğun kendi başına yemek yiyip giyebileceği yaşa ulaşmasını ölçü olarak belirlemişlerdir. Buna göre erkek çocukta yedi-dokuz on bir yaşlarında hadane süresi sona erer.

Malikilere göre, bu müddet erkek çocukta ergenlik çağına, kız çocukta ise evlenmesine kadar uzamaktadır.

Süre sona erince çocuğun sorumluluğu hukukçularının çoğunluğuna göre babaya intikal ederken, Şafii ve Hanbeliler kararın çocuk tarafından verileceğini- anne babasından hangisini seçerse onun yanında kalacağını söylemişlerdir.

Hz. Peygamber sav anne-babası boşanmış bir erkek çocuğa, onlardan hangisini seçeceği konusunda tercih hakkı tanıması, ve Hz. Ebu Bekirin ra yukarıda beklettiğimiz sözü bu son görüşü teyit etmektedir.(İbn Kudame).