Sihir veya büyü litarile ve literatürde el çabukluğu, göz boyama ve yıldızlı sözler söyleme yoluyla gerçekleştirilen hile ve aldatma işi ya da şeytanla yakınlık kurup ondan yardım alma ve nesnelerin şeklini değiştirme iddiası şeklinde tanımlanmıştır.

Sihir faaliyetlerinin, dini değerlerle bir bağlantısı olmadığı gibi bu işlerle uğraşanlar ahlaki bir amaç da gözetmezler. Bu tür uğraşlar daki temel hedef,  çıkar sağlamaktır. İslam dini, büyük günahlar arasında saydığı sihiri şiddetle yasaklamış, Kur'anı Kerimde sihir yapanların ahiretten nasibi olmadığı  ve bunu yapanların şerrinden Allah'a sığınılması gerektiği vurgulanmıştır. (Bakara; 2/ 102-Nas, Felak, 113/ 4)

Hz. Peygamber sav sihir yapmayı yedi büyük günah arasında saymıştır. (Buhari)

Cahiliye devrinde sihir-büyü çok yaygındı. Cincilik, kahinlik, yıldızlardan hüküm çıkarmak, fal oklarına başvurmak iplere düğüm atıp üflemek gibi işlemler yapılıyor.

Müşrikler, bu alışkanlıkların etkisiyle Kur'an'ın bir sihir eseri olduğunu ileri sürecek kadar cüretkar davranmışlardı. (Sad; 38/ 4; Zariyat; 51-52)

Sihir ve büyüye karşı en etkili çözüm, Allah'a sığınmak ve on güvenmektir. Hz. Peygamber sav her şeyin şerrinden Allah'a sığınarak sürekli Nas ve Felak ve ayetel-kürsi surelerini okumaktır. Buhari)

Ayrıca o, torunları Hz. Hasan ve Hüseyin ra nazar büyü ve benzeri olumsuzluklardan korunmak için şu duayı okumalıdır:

''Her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah'ın eksiksiz kelimelerine sığınırım'' (Buhari)

DİŞ.Din İşleri Yüksek kurulu 28 Eylül 1979 tarih ve 1883 sayılı kararında, Cenabı Hak'tan şifa umarak hastalara Kur'anı Kerim ve şifa ile ilgili dualar okumanın caiz, halkı kandırmak ve gaipten haber vermek amacıyla üfürükçülük yapmanın ise, dinen yasak olduğunu belirtmiştir.