Bir derviş, cemal sahibi birini, yani güzel yüzlü birini görüp fikri alt üst oldu, aklı başından gitti. Cennet ağaçlarındaki çiçeklerin yaprakları nasıl şebnemlenirse dervişte öyle bir dökmeye başladı. O sırada Bukrat hekim   bir ata binmiş oradan geçiyordu. Dervişi o halde görünce: Bu adama ne oldu diye sordu. Tesadüfen yine orada bulunan ve dervişi tanıyan biri dedi ki; Bu zat bir derviştir. Abid ve zahid bir insandır. Kendisini katiyen fena bir hareketi görülmemiştir. Gece gündüz dağlarda kırlarda gezer. Halktan usanmış ve bıkmıştır. Kimse ile görüşmek istemez. Fakat son günlerde gönlünü bir güzele kaptırdı. İçinden çıkamayacak bir bataklığa düştü.

Halk kendisni ayıpladıkça onlara diyor ki; Susun! Benimle uğraşmayın. İniltim boşuna değil. Feryadımın sebebi var. Gönlümü kapan o güzelin yüzünün nakşı değil, o nakşı yapan nakkaştır.

Yaşlı, tecrübeli hem de hakim olan Hipokrat dedi ki; Bu adam, sizin dediğiniz gibi iyi bir ad ve şöhret kazanmış olabilir. Lakin her şöhrete inanarak ve her zahide aldanmak ne dereceye kadar doğrudur?

Cihanı donatan Allah'ın onun sevdiğinin yüzünden başka nakşı yok mu? Bir günlük bebeğe niçin bakmıyor, gönlünü kaptırmıyor? Cenabı Hakkın kudret ve azemetini görüp anlamak için gençle ufak bir günlük çocuğun ne farkı var?
Gerçeği görenler Çin'in, Çekilen ay yüzlü güzellerin de Allah'ın  kudret ve sanatı namına ne görürlerse devede de onu görürler.

Bu kitabımın her satırı, gönül aldatan bir güzelin yüzüne tutulmuş bir nikaptır. Her siyah harfin altında perde ardında ki güzel, bulut arkasındaki ay gibi  çok manalar vardır.

Sadinin sözlerini okuyan sıkılmaz. Çünkü o perde arkasında bunca güzellere rastlanır.

Benim meclisleri aydınlatan sözlerim, ateşe asımlar benzer. Gönüllere hem ışık verir, hem yakar. Ama hasımlarım huzursuz olup dertleşiyormuş....Ne gam!

Onlar benim bu ateşimden sıtmalıdırlar. (Şeyh Sadi Şirazi)

Hikaye: Mısır da iken bir kölem vardı. O kadar utangaç idi ki başı göğsünden kalkmazdı. Birisi bana dedi ki; Senin bu kölen çok yaramaz. Biraz kulağını büker de aklı başına gelsin...

Bir gece köleme kızmış, bağırıp çağırmıştım. Önceden onu terbiye etmemi isteyen adam bağırmamı istemiş  olacak ki, Adi herif! zavallı köleyi öldürecek dedi...(Bostan)

Hikaye: Gece bekçisi birin hırsızlık yaparken yakalamış, ellerini arkasına bağlamıştı. Hırsız, bütün gece uyuyamadı rahatsız oldu. Bir aralık gecenin karanlığı içinde fakirin yoksulluğundan sızlanıp şikayet ettiğini işitti. 

Hırsız ona hitaben dedi ki; Be adam!   Yoksulluktan bu kadar şikayet edilir mi? Ne diye söylenip duruyorsun? Haydi git. Allah'a şükret. Benim gibi ellerin bağlı değil ya'....

Kendisnden daha fakir birisini gördüğün vakit, kendi fakirliğinden dolayı sızlanma.