Ey insanoğlu!

Kalbin Allah korkusundan habersiz, nefsin arzusuna nail olmuş, gayretin ise şehvetine hizmetinden ibaret. 

Bakıyorum da, Cenabı Hakkın ihsan edeceği ahiret saadetine karşı istekli  de değilsin. Nefsinin her arzusunu yerine getirmek  için her renge boyanırsın.  Bütün nefsani isteklerine de bu yüzden nail olmu durumdasın.

Sen bu çeşitli dünya nimuktan etinden istediğin gibi istifade edip dünyevi rahat ve huzurunu temin çalışıp uhrevi sorumluluktan hayvanlar gibi gafilsin. Bu hal, Allah'a imanı olan ve ahireti kabul eden bir kimsenin yapacağı şey değildir. Hakiki mü'min Allah'tan korkar.

Sevap kazanmaya çalışır. Her türlü şiddet ve sıkıntılara tahammül ve sabır gösterir. Mütevazi giyer ve orta halli yer içer. Nefsi tarafından bir fenalığı sezecek olsa derhal ona gem vurur. O arzusuna nail olur. Dünya ve dünyalığa ait bir bir meyil sekse, bu gayri meşru arzusunun da ağzına taş doldurur.

Ey insanoğlu!

Dikkat et, sana uğursuz memleketi haber vereceğim. O memleket zalim bir idarecinin idaresi altında bulunan memlekettir. Öyle bir zalim idareci ki, 

onun memleket halkı üzerindeki zulmü, halkını at tırnaklarından ziyade ezici sellerden ziyade tahrip edici, sam yeli gibi kurutucu salgın hastalık gibi kitle halinde öldürücüdür.

Zulüm yapılan duaların Dergahi İlahiyeye ulaşmasına perde rahmet ve bereketin nüzulüne de manidir. Sakın ha, zalim idarecinin bulunduğu bir memlekette mal, mülk çoluk çocuk olayım da yerleşeyim deme!.

Öyle memleketin bir gün olup harabezar olacağını, halkının da perişan kalacağını hatırından hiçbir zaman çıkarma.