Eski evliliklere bakıyoruz da evlenen çiftler, bir ömür boyu sürerdi. Nikahtan mezara kadar birbirlerine sadık kalırlardı. İyi günde kötü günde varlıkta yoklukta, birbirlerini sever kocası gurbete gitse hasretle yolunu beklerdi.

Yeni nesiller eski nesillerin çektikleri cefayı görmedikleri içinde inanmıyorlardı. Ekmek yoktu. Pantolon yamalı ayağında deri çarık. Fakat onlar hep mutluydular, mutlu yaşadılar. Bugün ise, bolluk var. Zengin fakir ayrımı kalmadı. Zenginin giydiğini fakirlerde giyebiliyor, yediğini yiyebiliyor.

Şimdiki gençlik bir türlü mutlu olamıyor. Evlenen çiftlerin üç ay içinde birbirlerine düşman olduğunu hatta bazı çiftlerin evlilikleri cinayetle sonlanıyor. Belkide Allaha şükretmeyi unuttuk.

Evlilik, gönülleri muhabbetle birleşen eşlere önemli sorumluluklar yükler. Karşılıklı hakların gözetilmesi ve sorumlulukların özveriyle yerine getirilmesi mutlu bir evliliğin sırrıdır. Kur'anı Kerim, eşler arasında ilişkiyi  düzenlerken erkeklerin kadınlar, kadınların da erkekler üzerinde benzer haklarının olduğunu belirtir. (Bakara;2_ 228) .

Annelik ve babalık yaratılıştan getirilen ler dışında, ailede kadın ve erkeğin rol ve görevleri ihtiyaca, örfe göre değişiklik gösterebilir.

Değişmeyen bir şey vardır ki, oda eşler arasındaki saygı, bitmeyen sevgi, adalet ve hakkaniyet tir. Peygamberimizde sav eşlerinden bir ağır sorumluluklar altında ezilirken diğerinin sınırsız özgürlük yaşamasına razı olmaz.

''Dikkat edin! Sizin kadınlar üzerinde, hakkınız olduğu gibi, onların da sizin üzerinizde hakkı vardır'' buyurmaktadır.

Özetle, mutlu bir ailede hayatın yükü birlikte omuzlanır, zahmet ve sıkıntılar beraberce göğüslenir, imkanlar adil bir biçimde paylaşın.

Hadis; Dünya tatlı, göz kamaştırıcı ve çekicidir. Allah onu sizin kullanmanıza verir ve nasıl davranacağınıza bakar. Dikkat edin, Dünyaya aldanmaktan sakının. (Tirmizi)

Allah seni takva ile rızıklandırsın, günahlarını bağışlasın ve nerede olursan ol, senin için hayırlı olanını kolaylaştırsın.(Tirmizi)