Farabi, Türkistan yakınlarında bulunan, küçük ve mütevazı bir köy olan Vasic' te dünyaya gelmiştir. Ailesi aslen İranlı soyundan olan Farabi'nin tam adı Ebu Nasır Muhammed İbn el- Farah el Farabi'dir. Farabi'nin atalarının zamanında Türkistan'a göç ettiği bilinmektedir.

Kendisi 8-13. Yüzyıllar arasında İslam'ın Altın Çağı olarak adlandırılan dönemde yaşamış olan çok ünlü bir filozof ve bilim adamıdır.

Farabi Hayatı:

Avrupa'da 'Alpharabius' ismiyle bilinen Farabi, general bir babanın oğlu idi. İlk öğrenimini Farab ve Buhara'da bitiren Farabi, daha sonra, uzun bir süre için Bağdat'a gitti. Buraya yüksek öğrenimini tamamladı ve 901-942 yılları arasında burada çalışmalarını sürdürdü. Bu yıllarda ilim ve teknolojinin çoğu dalında çalışmalar yaptı. Aynı zamanda birkaç dil öğrenerek bunlarda ustalık kazandı.

Birçok uzak ülkeyi gezen ve Mısır ile Şam'da da bir süre çalışmış olan Farabi, Halep'e gidip de Seyfü'd Devle Nin sarayını ziyaret ettiği zamana dek, sürekli olarak Bağdat'a geri geldi. Kendisi, Kralın en güvendiği danışmanlardan biri olmuştur. Popülerliğinin uzak diyarlara yayılması Halepteyken olmuştur. Halepte ilk yıllarında bir Kadı yani Hâkim olan Farabi, daha sonrasında öğretmenlik mesleğine geçti. Hayatı boyunca ve kariyeri boyunca büyük sıkıntılara, zorluklara katlanmış olan Farabi, bahçe kapıcılığı dahi yapmıştır. 950 senesinde 80 yaşına geldiğinde ise, Şam'da bekar bir adam olarak hayata veda etti.

Farabi, Sudur adı verilen kurama inanan, değerli bir düşünürdür. Kendisine göre Yüce Allah ilk önce aklı sudur yolu ile var etti. İlk akıl, zatı itibariyle mümkindir, başka varlığa nisbet ile vaciptir. İlk aklın ardından ikinci akıl meydana gelir ki bu en yüksek felektir. Bundan sonra akıllar, felekler sudur yolu ile devam eder.

Farabi'nin İslam felsefesine değerli katkıları olmuştur. Kendisi İslam felsefesine zihinciliği getirmiş metafizik konular hakkında ömür boyu çalışmıştır.

  • Tıp alanında çalışarak bu konu hakkında çeşitli ilaçlardan bahseden eserler kaleme aldı.
  • Eskiyi, yeni felsefeye başarılı bir şekilde aktardı. Farazi felsefesi ile Batı'da kendisinden sonra gelen filozoflara çok şey bıraktı.
  • Farabi diğer herkesten farklı olarak ilimleri matematik, fizik ve metafizik olarak üçe ayırmıştır. Bu metot 13. Yüzyılda Avrupalı bilginler tarafından ancak kabul görmüştür.
  • Sesin izahını yapmıştır. Sesteki titreşimlerin dalgaların hareketine bağlı olduğunu çalışarak ispat etti. Bu tespitiyle musiki aletlerin yapımındaki gerekli olan noktaları da keşfetti.
  • Musiki üstadı olarak Kanun adında bir çalgı aletini buldu. Rübab denilen çalgılı geliştirdi ve bugünkü haline getirdi. Farabi'nin birçok bestesi mevcuttur.
  • Farabi döneminde ilimler üçyüzlü ve dördüzlü şekilde yapılırdı. O bu ayrıma bir son vermiştir. Farabi Den önce üçyüzlü limler: mantık, nahiv ve beyandır Dördüzlü ilimler ise geometri, astronomi ve musiki idi. Farabi bunları fizik, metafizik ve matematik ilimleri olmak üzere üçe ayırmıştır. Bu metot teorik alanda büyük değişikliklere sebep olmuştur.
  • Farabi'nin yazmış olduğu eserler Aristo'nun düşüncesinin yeniden düşünülüp anlaşılmasını sağlamıştır. Farabi kendisinden sonra gelen felsefi zenginliğe kapıyı aralayan kişi olmuştur. İbn-i Rüşd ve Endülüs devletinde yaşayan filozoflar mantık, siyaset ve psikoloji konularında Farabiyi merkeze koyup onu çok önemli bir otorite olarak görmüşlerdir.
  • Farabi, birçok Aristo eserini Arapçaya çevirmiş ve açıklamalarını yapmıştır. İslam dünyasında antik felsefe onun sayesinde büyük oranda anlaşılmıştır.