Konunun uzmanlardan alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç,  miktar olarak çok az  (1/milimetrenin 1/ 20 si olan 50 mikrolitre ) olup bunun bir kısmı kırpılmasıyla dışarıya atılmakta 

bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında mesamat (gözenekler) yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımaktadır. Dolayısıyle orucu bozmamaktır.

KULAK DAMLASI ORUCU BOZAR MI?

Kulak ile boğaz arasında bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkandığından, ilaç boğaza ulaşmaktadır. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç orucu bozmaz.

Kulak zarında delik bulunsa  bile, damlatılan ilaç, kulak içerisinde emileceği için, ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da azı ulaşacaktır.  

Kaldı ki, bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyle kulak damlası orucu bozmamaktır.

****

VERİLEN VERGİLER ZEKAT YERİNE GEÇER Mİ?

Devlete vergi vermek bir vatandaşlık görevidir; zekat ise, dini bir yükümlülüktür. Ayrıca zekat ile vergi; mükellefiyet, temel gaye, oran, miktar ve harcanacağı yerler bakımından birbirinden farklıdır.  Bu itibarla, devlete ödenen vergiler zekat yerine geçmez. Zekatın ayrıca verilmesi gerekir. (Kardavi fıkhı)

HASTANELERE ALINAN SAĞLIK CİHAZLARI ZEKAT YERİNE GEÇER Mİ?

Zekatın verileceği yerler Kur'anı Kerim de ismen sayılarak belirtilmiştir. Bunlar; fakirler, yoksullar miskinler  esaretten kurtulacaklar, borçlular Allah yolunda cihat edenler (fi sebilillah)

yolda kalmış olanlar, zekat toplamakla görevlendirilen memurlar ve müellefe-i kulub, kalpleri islama ısındırmak istenen kimselerdir. (Tevbe suresi ayet; 9/ 60)

Bu ayette belirtilenler kurum değil bireylerdir.

Buna göre zekat bizzat bireye veya onun vekiline verilmelidir. Bu genel ilkeye göre adı ne olursa olsun kurumlara zekat verilmez. Alimlerin çoğunluğunun görüşü bu istikamettedir.

Ancak halka hizmet veren bu gibi kurumlara gönüllü yardımlar yapılabilir.

******

''İnsanın bağışta bulunması onu düşmanlarına sevdirir. Cimriliği ise evlatlarına bile nefret ettirir''. (Hz. Ali as)

Çocuğun babaya küçüklükte saygısızlığı, büyüdüğünde ona karşı gelmesine sebep olur. (Hz. Hasan Askeri as)