Namazı normal şekil ile ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse namazını oturarak kılar.

Kişi kendi durumuna göre diz çökerek veya bağdaş kurarak yahut ayaklarını yana ya da kıbleye doğru uzatarak kılar.

Ayakta durabilen ve yere oturabildiği halde secde edemeyen kimse namaza ayakta başlar, rükudan sonra yere oturarak secdeleri ima ile yapar.

Ayakta durabildiği halde oturduktan sonra ayağa kalkamayan kişi, namaza ayakta başlar , secdeden sonra namazını oturarak tamamlar.

Ayakta durmaya ve rüku  yapmaya gücü yettiği halde yere oturamayan kimse namaza ayakta başlar, rükudan sonra secdeye tabure ve benzeri bir şe üzerine oturarak ima ile eda eder.

Ayakta durmaya gücü yetmeyen, yere de duramayan kimse namazı sandalye veya benzeri bir şey üzerine oturarak rüku ve secdeleri ima ile yerine getirir. Buna da güç yetiremeyenler yatarak, ima ile namaz kılar.

İma ile de olsa namaz kılmaya gücü yetmeyen kimseye bir şey gerekmez. İma ile namaz kılan kimse rükuda başını biraz eğer, secdede rükudan biraz daha fazla eğer.

Kısaca özetleyecek olursak; Namaz kılmanın özrü yok. Kişi, seferde, savaşta, nöbette ve heryerde namazını kılmakla yükümlüdür.

***

Hadis; Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzatılmasını isteyen kimse, akrabalarını ziyaret etsin. (Müslim) 

Ayet; DE ki; Cinlerden olsun,  insanlardan olsun insanların kalplerine vesvese sokan sinsi şeytanın şerrinden insanların rabbine insanların malik ve hakimine insanların mabuduna sığınırım..(Nas Suresi)