Ne güzel söylemişler, '' Ne sen bir kimseden incin, ne senden kimse incinsin''. Bir toplum içinde yaşıyoruz. Başkalarıyla devamlı ilişki ve alışveriş içindeyiz. Dinimizin ahlak kurallarından başlıcası; çevremize iyi davranmak, kırıp dökmemek, kimseyi incitmemektir.

İncitmenin asgari görüntüsü kimseye fiziki zarar vermemektir. Vurmamak, dövmemektir.

Bunun sonrası ise, incitmemek kalp kırmamaktır. Sevgili Peygamberimiz sav, müslümanı şöyle ifade eder; '' Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların, başka insanların emin olduğu kimsedir.'' (Müslim)

İncitmek deyince kalp kırmak, gönül yıkmak, insanın ruhunu rencide etmek gibi daha hassas yönler hatıra gelir. Muhatabının kollamalı, şu veya bu şekilde onu incitip yaramamalıdır. Ayrıca kaba ve çiğ davranışlardan kaçınmalı, nazik ve zarif zarif olmalı. Gönül kıran değil, gönül alan olmalıyız.

Yunusun dediği gibi;

''Gönüllerde iğ olmağıl mahfillerde çiğ olmagil

Çiğ nesnenin ne tadı var gel aşk oduna piş yürü''.

***

Ayet; Hamd göklerde ve  yerde ne varsa hepsinin sahibi olan Allah'a mahsustur; ahirette de hamd yalnız O'na özgüdür. Hikmetle yöneten, herşeyden haberdar olan O'dur. (Sebe; 34/ 1)

Kim izzet isterse bilmeli ki izzet tamamıyla Allah'a aittir. Güzel sözler O'na yükselir; rızasına uygun iş ve davranışları da O yüceltir.

Sinsi sinsi kötülük tasarlayanlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzakları alt üst olur. ( Fatır, 35/ 10)

Yoksa iman edip dünya ve ahirete yararlı işler yapanları yeryüzünde fesat çıkaranlarla bir mi sayacaktık? (Sad; 38/ 25)