İnsan dünyaya günahsız bir şekilde tertemiz gelir.

Nefis ve şeytanın telkinleri ile günah işleyebilir. Ama hiçbir zaman ümitsizliğe düşmez. Bilir ki, onu yaratan, doğru yolu gösteren ve hata yaptığında

tövbe etmesini bekleyen bir Rabbi vardır. Bunun yanında hiçbir günahı da küçük görmez. Tövbe ile temizlenmeyen her günahın hesabını vermek zorunda kalacağını bilir.

Günah işleme noktasında insanın en çok yanıldığı şey; Bundan ne çıkar ki! diyerek küçümsediği yalnızlıklardır. Allah Resulü sav bu konuda uyarıda bulunmuştur. Hafife alarak işlenen günahlardan sakının. Çünkü Allah adına bunları sorgulayacak bir görevli melek vardır. (İbn. Mace)

Günahlardan kurtulup ilahi affa ulaşmanın yolu tövbedir. Tövbe aman dilemek, Yüce Rabbimize el açıp bizleri affetmesi için yalvarmak, yüzsuyu dökmektir. İslam kimseye Allah ile kulun arasına girip günah çıkarma yetkisi vermez.

Herkes günahı için doğrudan Cenabı Allaha yalvarır. Tövbe etmeden Allahın huzuruna varanlar için ise, pişmanlık vardır.

Efendimiz sav bir hadisinde insanı mahveden yedi günahtan sakınınız, onlar; Allah'a ortak koşmak, sihir yapmak, haksız yere adam öldürmek, yetim malı yemek, faiz, savaştan kaçmak, iffetli ve namuslu kadına zina iftirasında bulunmak tır. (Buhari)

Ayet:

Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. 

Eğer bilirseniz bu sizin için çok hayırlıdır. (Cum'a; 62/ 9)

Hadis:

Bir gün bir gece hudut nöbeti tutmak gündüzü oruçlu geceyi ibadetle geçen bir aydan daha hayırlıdır.

Şayet kişi bu nöbet esnasında ölürse, yapmakta olduğu işin sevabı kıyamete kadar devam eder.(Müslim)