Kalbinin bütün ızdıraplarını, ruhunun derinliklerinden kopan her feryadı ve sesini dış âleme duyurmak için her neyi varsa hoyratlara döker Kerküklü. Hoyratlarla seslenir insanlar bu yörede sevdiklerine, hoyratlarla hicveder, hoyratlarla hüzünlenir yürekler, hoyratlarla şenlenir meclisler. Bu yüzden, kesik mani de dediğimiz halk edebiyatının bu nazım biçimi en çok öne çıkan ve en çok sevilen şiir tarzıdır Kerkük’te. Şiirin kendisidir, adeta. Zira her Kerküklü ömrünün bir yerinde mutlaka birkaç hoyrat düzmüştür. Yolda, çarşıda, sokakta kulağı ve yüreği her an hoyratlarla doludur. Birçok şair de önce hoyratla başlar şiire. Kısacası hoyrat bir mekteptir Kerkük’te.

Hoyratlar Irak Türkmenlerinin bütün badirelere rağmen Türk kimliğini koruyarak bugünlere gelmesinde önemli bir unsur. Dünyanın belki de en vahşi asimilasyon politikalarına maruz kalan Irak Türkmenlerini ayakta tutan hoyratlardır bu yörede. Hoyratlar Kerkük’te bir taraftan; aşk, gurbet, hasret, hikmet, mizah, hiciv gibi konularla bezenirken bir taraftan da vatan sevgisini, Türklük gururunu ve Türk diline duyulan aşkı terennüm eder. Kendini, öz diliyle dilini de hoyratlarla ifade eder Kerküklü. Kısacası, hoyratlar Kerküklünün sığınağı, Türkçenin de aşılmaz kalesidir Kerkük’te.

Kerkük hoyrat ve manilerin de diğer bütün konuların yanında Türkçenin böylesine yer tutması, işlenmesi boşuna değil, elbette. Türk kimliğinin ve Türkmen varlığının sürekli inkâr edildiği, hatta Araplaştırılmak istendiği bir ortamda katliamlara varan türlü cefalara göğüs germek zorunda kalan Türkmenler çoğu zaman günlük hayatta bile dillerini kullanmalarından dolayı kınanmış, horlanmış, Arapça konuşmaya zorlanmışlardır. Çocuklara okullarda ırkçı sözlerle yüklü Arapça marşlar, sloganlar ezberletilmiş; Kerkük’te 1967’de büyük bir coşkuyla kurulan ve Lâtin harfleriyle Türkçe okuma yazma kursları veren Kerkük Türk Kültür Merkezi, 1978’de, halkın aşırı ilgisi üzerine kapatılmış; Türkçeyle yürütülen basın yayın faaliyetlerine ağır darbeler vurulmuştur. Bütün bunlar Kerküklüde bir dil bilincinin gelişmesini beraberinde getirmiş, Kerküklü ancak kendi ana diliyle varlığını sürdürebileceğini, kimliğini yaşatacağını kavramıştır. İşte, Irak Türkmenlerin yürek acılarını ortaya döken ve Türkçe sevdasının eşsiz şiirleri hoyratlardan birkaç örnek:

Dilím dilím
Kes kavun dilím dilím
Men bu dilden vazgeçmem
Olsam dilim dilim
Kerküklüyem siz bilin
Keserem düşman dilin
Neft töküp yandırsalar
Terk etmem Türkman dilin
Kan silinem
Kan sildim mendilimnen
Parça parça olırsam
Vazgeçmem men dilimnen
Türkoğlu Türkmen menem
Asılsam men dilmen
Birincisi
Parıldar bir incisi
Bin dilden konuşursan
Türk dili birincisi (Muhsin kardeş)
Bu menim düz dilimnen
Uydurma söz dilimnen
‘Izrayıl’a can verrem
Ölendem 2 öz dilinmen
Alışsın
Kibrit var mum alışsın
Baba dilin unutsa
Yavru kimnen alışsın (Fuat Şeyh Mustafa)

Mendilimin
Sil teriv mendilimin
Koysam top engine
Vazgeçmem men dilimnen (Debbağ Samet Bayraktar)

Telâfer gün batışır
Güller dala sarışır
Dilleri Türkman okur
Bu dil ona yakışır (Selahattin Bayraktar)

Özdi(r) yârim
Asildir özdür yârim
Dünyaya degişmerem 
Öz dilim öz diyarım (Fazıl Abdullah Tuzlu)

Dilden men
Kalemden 6 sen, dilden men
Düşman bikem aklıyla
İster geçim dilden men (Nasıh Bezirgân)

Ay getti ilim kaldı
Altında kilim kaldı
Kırdılar kol kanatım
Hamd olsun dilim kaldı. (Cumhur Kerküklü)

Türkmen canı
Şirindi Türkmen canı
Dini İslâm olana
Ögredin Türkmancanı (Diler Kasap)

Dilim var
Kavın iste dilim var
Aslında Kerküklüyem
Bak ne şirin dilim var 8(C. Hasan Müftüoğlu)

Bir dilim yar
Bir kadın bir dilim yar
İki şeyi unutmam
Bir Kerkük bir dilim, yâr