İnsanoğlu, karşılaştığı zorluklarla mücadelesinde çeşitli yöntemler geliştirir.

Ama bunlar içinde sonradan en pişman olduğu tutumu, öfkeli haliyle takındığı tutumdur. Haklı bile olsa kontrolden çıkmış öfkeyle hareket eden kimsenin aklı daima ikinci planda kalacağından o kimsenin yanlış ve adaletsiz davranması neredeyse kaçınılmazdır.

Bu kontrolsüzlük, o an hesaplanmayan bir hatayı beraberinde getirebilir. Bazı hatalar vardır telafisi imkansızdır. Özellikle bu tür hatalar insanın canını öfkeye yolaçan olaydan daha çok yakabilir.Sonradan pişman olmamak için şiddetli tepki gösterilebilecek anlarda bile basireti kaybetmemek esas olmalıdır.Böylece adalet  ve aftan yana takınılacak bi tutum,Allah'ın rızasına en uygun davranış biçimi olacaktır.

Yüce Rabbimiz bu konuda '' iyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğün en güzel bir şekilde sav. Bir bakarsın ki, seninle aranda düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir buyurmaktadır. ( Fussilet; 41/ 34)

Diğer bir tabirle, kızgın olarak kalkan kişi, daima zararla oturur. Bir anda şeytanın verdiği vesveseye uyarsak bir ömür boyu onu telafi edemeyiz ve yaşantımız da cehenneme döner.

Bir çok insan nefsine hakim olamadığı için karısını çocuğunu öldürüyor ve ömrü hapishanelerde geçiyor. Halbuki, bu gibi durumlarda sabır en önemli ahlaktır.

Hadis; İşlerinizde orta yolu tutunuz, dosdoğru olunuz. Biliniz ki  hiçbirinizi ameli cennete girdirmez. Şunu da biliniz ki  Allah katında en değerli amel, azda olsa devamlı olanıdır. (Buhari)

Allah'ım! Bana verdiğin nimetlere bereket ihsan et. Verdiğin şeylerin kötülüğünden koru. (Darimi)

Allah'ım! Senden yardım dileriz. Senden bağışlanma dileriz. (İbn. Ebi Şeybe)