İşittiğime göre bir vali; padişahın hazinesi daha da dolsun diye halkın ocaklarını söndürür, evlerini yıkarmış.
O valinin, hükemanın şu sözünden haberi yokmuş galiba:
''Bir kimse, padişahı hoşnut etmek için halkın evini yıkarsa Allah'ın gazabına uğrar ve Hak Teala, o halkı onun başına musallat eder; onu yok ettirir.''
Ziya Paşa diyor ki;
''Zalim yine bir zulme giriftar olur ahir,
Elbette olur ev yıkanın hanesi viran.''
Beyt: '' İçi sızlayan, gönlü yanan, kalbi kırık bir adamın ahı öyle yakar ki, ateş üzerlik dediğimiz tütsüyü onun kadar yakamaz.''
Hikmet: Derler ki, bütün hayvanların başı ve reisi aslandır, en aşağısı ve aşağılığı da merkeptir. Akıllı insanlara göre yük taşıyan merkep,adam parçalayan, paralayan aslandan daha hayırlıdır.''
Mesnevi: '' Her ne kadar zavallı merkep idraksiz ise de, yük çektiği için değerlidir. Yük taşıyan öküzlerle merkepler, adam inciten insanlardan daha iyi ve hayırlıdırlar''.
Nesir: '' Hükümdar, o valinin kötü huylarından bir kısmını haber almış. Ona işkence edilmesini emretmiş. Türlü ceza, eza ve cefalarla onu öldürmüş''.
Kıt'a: Ey devlet memuru! Halkın gönlünü almadıkça, padişah senden memnun olmaz. Allah'ın sana lütuf ve ihsanda bulunmasını istiyorsan, kullarına iyilik et.
Nesir: O valinin zulmüne uğrayan lardan birisi, cesedinin yanından geçerken şöyle demiş: '' Kolunun kuvvetine ve bulunduğu makama güvenerek, halkın malını nahak yere alıp yemek isteyen, onu saltanatla yiyemez.
İri bir kemik insanın boğazından geçip gidebilir ama, o kemik göbeğe inince karın yırtılır. (Bostan-Gülistan)